Yayınlanma Tarihi: 6 Haziran 2006Kategoriler: Forbes Yazıları

Konu para olunca bende “Para’nın Geleceği” konusunda bir çalışma hazırladım. Bugün dünyanın her ülkesinde kullanılan metal ve kağıt banknotlar bir gün gelip tamamen ortadan kalkabilecekler mi? Kalkacakları yılı gerçekten tahmin etmek zor. Bugün geleceği şekillendiren doğa, sosyal ve politik dinamikler, bilimsel buluşlar ve teknolojik gelişmelerdir.

Ama insanlığın kendi seçimi geleceği şekillendiren en önemli unsurlar haline gelmektedir. ABD’li Başkan Kennedy’nin aya insan indirme vizyonu özellikle teknoloji ve tıp alanında inanılmaz bir ilerlemeye neden olmuştur. Öte yandan ABD 2. Dünya savaşından sonra Fransa’nın Hindu Çin’e gitmesine izin vermeseydi Vietnam savaşı olmayacak ve ABD başını ağrıtan bu konunun yerine bugünkü gelişiminde daha ileri ve farklı bir noktada olacaktı.

İşte şartlar böyle olunca para’nın geleceği konusunda bir tahmin yapmak zor oluyor. Bugün ABD de yılda yapılan 550 Milyar para işlemi(paranın el değişimi)’ni yönetmek ABD hükümetine yılda 60 Milyar USD’ye mal oluyor. Her yıl kişilerden fiziksel olarak çalınan para 10 Milyar USD. Para’nın nakit hareketi yılda ABD hükümetine 30 Milyar USD vergi kaybına neden olurken, eyaletlerine ise 14 Milyar USD vergi kaybına yol açıyor. Diğer kayıplarla beraber ABD hükümetine para hareketinin toplam maliyeti 150 Milyar USD oluyor.

Bugün dünya da elektronik para (buna kredi kartları dahildir) kullanımı ise en az ABD de iken ABD’nin bu konudaki duyarlılığının azlığını anlamak mümkün değil. Bir gün gelip metal ve kağıt banknot’lar hayatımızdan tamamen nasıl yok olur? Bunda hükümetlerin çok etkisi var. Çünkü metal ve kağıt banknot’ların ortadan kalkması demek nakit olarak suç teşkil eden para hareketlerine de bir sınırlama getirmektedir. Uyuşturucu ticareti bunun en önemli kaynağıdır. Bazı ülkelerin uyuşturucu ticaretini destekliyor olduğu biliniyor. Bu durum tamamen önlenmediği sürece dünya da bu alanda bir gelişme sağlanamaz.

ABD de yılda 3 Milyon civarında nakit para soygunu olmakta ve yılda 1,200 kişi ölürken 42,000 kişi de ağır yaralanıyor. Yani para bir anlamda kullanımı açısından suça yatkınlık yaratmaktadır.

Dünya da özelleştirmeler arttıkça hükümetlerin yegane kaynakları vergi gelirleri olmaya başlayacaktır. Gelecek dönemde yüksek oranlı dış ticaret açıklarının sermaye hareketleri ile desteklenmesi de sınırlanacağına göre hükümetler para hareketlerini denetime alma yoluna gideceklerdir. Burada “Big Brother Watching Us – Büyük Birader Bizi Gözlüyor” en büyük kişisel kaygı haline gelecektir. İnsan Hakları ile ilgili dernek ve kurumlar bu konuda inanılmaz bir şekilde direnmelerine rağmen gelişen global terörizm tehdidi hükümetlerin çalışmalarını hızlandırmasını sağlayacaktır.

Bugüne baktığımızda ödeme kolaylığı açısından kredi kartları vazgeçilmez bir alışkanlık haline gelmiştir. Ama para hareketi takibi açısından sınırlı bir yapısı vardır. Kişi kredi kartını (çipli veya manyetikli) başka bir ülkeden alıp harcadığı ülkedeki gelir vergisi takibinden kurtulabilir. Bu arada önce Fransa’da 90’lı yıllarda yaygınlaşan, sonra da dünyaya yayılan “E-Vallet = Akıllı Cüzdan” uygulamaları da nakit kullanma alışkanlığını azaltması açısından bir gelişmedir. “E-Book” yani tablet şeklindeki bir bilgisayardan kitap okuma alışkanlığını Generation-X’in edinmesi (en son 1964’de doğanlar) çok zordur. O zaman %100 E-Book kullanımı yani kağıt bazlı kitap basımının durdurulabilmesi için Generation-X’in tümüyle vefat etmesi gerekmektedir. Yani ortalama 2044 yılında, bugünden itibaren 40 yıl sonra böyle bir gelişimi beklemek doğru olabilir.

Bu örneği para’ya uyarlamak gerekirse en az 100 yıl beklememiz gerekecektir. Ama para ve kitap konumu itibari ile farklıdır. Para konusunda strateji devlet tarafından belirlenebileceği için bu süre öne çekilebilir. “Ending Cash – Nakit’in Sonu” kitabının yazarı David R. Warwick 1998 yılında ABD de hükümetine kağıt para’nın yerine gene hükümetin çıkaracağı bir elektronik medyayı önermiştir. Amaç elektronik paranın sahibi ve tüm harcamaları kontrol edilecek duruma geliyor. Bu durumda herkesin birbirine para transferi yapabilmesi için bir elektronik cihaz gerekiyor. Cep telefonu bunlardan biri. Warwick konvansiyonel sistemlerin yani bankaların çıkardığı kredi, debit ve E-Wallet kartlarının kullanımının devam edebileceğini de belirtiyor.

Yukarıdaki örneğin gerçeğe dönüşebilmesi için ABD dışındaki banknotlarında elektronik medyaya dönüşmesi gerekecektir. Banknot’un prestij teşkil ettiği dünyamızda ABD’nin bu girişimi yalnız yapması imkansızdır. Diğer ülke ve birliklerin (Avrupa) de bunu desteklemesi gerekmektedir. Bu gelişme ise dünyanın siyasal ve ekonomik yapısındaki gelişmeler ile çok paralellik göstermektedir. Yani bir Fütürist’in teknolojik bir gelişme için tahmin/bildirimde bulunurken aynı zamanda siyasal ve ekonomik gelişmeleri de çok yakından değerlendirmek gerekmektedir.

Bilim-kurgu filmlerinde çeşitli ödeme şekillerini görmekteyiz. Bunlar parmak izi ve  retinaya kadar uzanmaktadır. Ben bu gelişimin süreceğini uzun dönemde düşünüyorum ama geçiş döneminde parmak izi ve retina’nın bir PIN olarak algılanacağını ve mutlaka bir “Kullanıcı Adı” na gerek olacağını düşünüyorum. Ödeme’nin de off-line olması durumunda “Kullanıcı Adı” nın yüklü olduğu yerde bulunan sanal nakit veya kredi’den aktarılacağını düşünüyorum.

Yukarıda anlattığım örneğe uygun 2001 yılında yaptığımız bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Blue-Pay Ödeme Terminali. Bu ünite kol saati, içine takılan bir akıllı kart (nakit para yüklü), blue-tooth arabirimi ve parmak izi okuyucu’dan oluşuyor. Ödeme yapılacak birimin bir EFT/POS terminali olması durumunda bu terminale bağlı bir Blue-tooth okuyucu olması gerekmektedir. Ödeme yapılabilmesi için EFT/POS’un ödeme bilgisini blue-tooth ile göndermesi, terminal’in (kol saati) bunu kabul etmesi ve PIN olarak da parmak izini girip tekrar blue-tooth ile bunu EFT/POS’a geri göndermesi gerekmektedir. Visa 14 Ocak 2002 de Blue-tooth’un teknolojik olarak bir geri adımı(çünkü 2 ünitenin birbirini direkt olarak görmesi gerekiyor) -ırda- üzerinden ödeme standartlarını yayınlamıştı. Bunun nedeni dünyadaki cep telefonlarının hemen hemen hepsinde IrDA (Infrared) arabiriminin bulunmasıydı. Buna cep bilgisayarları da dahil olunca hemen kullanım olanağı yaratacak bir çalışma başlatılabilecekti. Ne yazık ki istenilen sağlanamadı. Burada sorun EFT/POS terminallerinin bu işe uygun hale getirilmesi. Blue-Pay Ödeme Terminali de aynı mantık ile çalışıyor, sadece iletişim teknolojisi olarak Blue-tooth’u kullanıyor. Belki ileri de Zegbee’yi de kullanabilir. Ama sorun Visa, Master Card gibi karar vericilerin bunu desteklemesi ve standartlaştırması gerekirken, EFT/POS üreticilerinin de gerekli arabirimleri hazırlaması gerekiyor. Ayrıca bankaların gönüllü olarak kullanımı özendirmeleri gerekiyor. Tüm bunlar bir araya gelmeden böyle bir projenin çalışması zor.

Kullanılan ödeme aracı kol saati yerine GSM telefonu da olabilir. Bu durumda eğer SIM kartı gelişmiş ve yüksek belleğe sahipse PIN, Banka hesap kodu veya kredi kartı numarası bilgileri güvenlikli bir biçimde GSM ağı üzerinden dolaşırken, eğer değilse bir Merkezin yönetiminde sadece kod adları kullanılarak (X Bankası Debit-1 hesabı) yapılabilir. Merkez ise GSM ağı üzerinden gelen bu kodlu bilgiyi gerçek bilgiye dönüştürerek ödemenin gerçekleşeceği bankaya ödeme emri olarak geçecektir.

Sonuç olarak Madeni ve Kağıt banknotların %95’inin kullanımının ortadan kalktığı yıl 2024 olacağını tahmin ederken, %100’ü için tahmin yapamıyorum. 

Bültene katılın.