Aslında ilk darbe girişimi 17-25 Aralık’ta o kadar zekice yapılmıştı ki bizler ve muhalefet partileri olayın Darbe Girişimi kısmına değil, Rüşvet ve Yolsuzluk kısmına odaklandık. Muhalefet “Evet bu bir darbe girişimidir. Suçlular cezalandırılmalıdır. Rüşvet ve yolsuzluk da vardır. Bunun da en yakın zamanda soruşturulması gerekir.” demiş olsa ve darbe girişimine odaklansaydı bugün durum çok daha farklı olurdu. Elbette filmin sonunu seyrettikten sonra filmi anlamak çok kolay. O günkü konjonktür buna asla izin vermezdi. O yüzden o tarihteki darbe girişiminin içindeki “zeka” inanılmazdı.
AK Parti iktidara geldiğinden beri özellikle CHP’li seçmen büyük bir korku yaşamaya başladı. Özellikle 2009 sonrası korkuları daha da arttı. Öte yandan Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra inanılmaz korunmacı davranmaya başladı. Yasama, Yürütme ve Yargının kontrolünü mümkünce eline almaya çalıştı. Bu halkın üzerindeki korkuyu daha da arttırdı. Ön yargılar o kadar güçlüydü ki FETÖ bunu çok iyi kullandı.
AK Partili seçmen de kendi ön yargılarını oluşturdu. Atatürkçü olan, vatanını seven insanlar Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları ile hapse atılırken, FETÖ’nün “Atatürkçüler darbe yaptı” yemini iyice yuttular. Atatürk bir anda AK Partililerin büyük bir bölümü için tutulmaması gereken takım haline geldi. Onun törenleri iptal edildi. Çanakkale Zaferi alternatif kutlama oluverdi. Atatürk resimleri, TC’ler devlet kurumlarından kaldırılmaya başladı.
Gazeteci Hırant Dink’in katli dahil birçok olayın arkasında artık kimin olduğunu iyi biliyoruz. Derin Devlet aslında çok yakınımızda.
Kürt Açılımı gibi bir olayı arık kimin istemediğini de biliyoruz.
Türkiye çok uzun zamandır ilk kez önemli bir fırsat yakaladı. Öncelikle Partili Cumhurbaşkanı konusu çözülmeli. Takiben Yasama-Yürütme-Yargı’nın güvence altına alındığı Başkanlık Sistemi gelmelidir. Halkın sürekli siyaset ile içiçe olduğu bir gündem ile bu ülkede verimlilik yakalanmaz. Artık siyaset sadece seçim zamanı ortada olmalı. Cumhurbaşkanı da hergün basının karşısına çıkmamalı.
Daha önceki tweetlerimde ve blog yazımda da belirttiğim gibi FETÖ’nün ilk kumpaslarından biri babama 1992 yılında yapılmıştı. Babama kumpas kuranlardan Prof. Aydın Öztürk, darbeci eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk’ün kardeşi. Ailecek misyonları ‘kumpas ve darge yapmak‘
Devletimizin bundan sonra Atatürkçü’lerin desteğine daha çok ihtiyacı var. Bizler bu ülkenin güvencesiyiz. Her türlü desteğe hazırız.
Hadi Ör Yargılardan alınıp birbirimize sarılalım. Cumhurbaşkanımız Otokratik bir yapı kurmak istemediğini, aslında bunu kendisini korunma altında tutmak için yaptığını, bize ve dünyaya göstersin. Dünya ile ilişkilerimizi düzeltelim ve tekrar güçlü bir şekilde ayağa kalkalım.