Yayınlanma Tarihi: 16 Ağustos 2010Kategoriler: Haberler

Yeni bir fikir paylaşıldığında bir çoğumuz önce “Yok böyle bir şey. Kesinlikle olmaz.” deriz. Biz buna “İnkar“ diyoruz.  Sonra bu fikir tartışılmaya başlayınca “Komik, aklınca olacak diye düşünüyor. Bir sürü neden var olmaması için. Onları göremiyor galiba.” deriz. Biz buna “Alay” diyoruz. Sonra fikir kabul görüp, fikrin sahibi değer görmeye başlayınca da “Amma şanslı adam, aslında ben de düşünmüştüm. O da daha önce yapmış olabilir. …… yanında olmasaydı, zaten hayatta yapamazdı.” gibi görüşler ortaya atılır. Biz buna da “Kıskançlık” diyoruz. Bu üçlü Türkiye de yeni fikirlere karşı en çok karşılaştığımız davranış akışlarıdır.

Bilgimiz olmadığı için fikir yaratamayacağımız aşikar olmakla beraber Türkler, bunu da başarmışlardır. Yani bizde fikir çoktur. Ama başkalarının fikirleri yukarıdaki sıra ve akış ile değerlendirilir. İnsanlar benim fikirlerime ne kadar çok gülerlerse o kadar hoşuma gider. Demek ki düşündüğüm planladığımdan biraz daha ileride gerçekleşecek, ama gerçekleşecek.

Geçen ay Infomag dergisi çok güzel bir çalışma yaptı. Birçok Fütürist’in ve fikir lideri’nin gelecek ile ilgili sektör trendlerini toparladı.Trendler için tıklayınız…(Bölüm 1)_(Bölüm 2)

Fütüristler Derneği başkanı sevgili Ufuk Tarhan “İşe Girme Değil, İş Yaratma Çağındayız” demiş. Ayrıca mesleklerin değil becerinin önemli olacağını belirtmiş. Tamamen katılıyorum. Yazıyı mutlaka okuyun.Yazı için tıklayınız…

Bu arada benim de gelecek ile ilgili bazı yorumlarım vardı: Ben yakın zamanda IQ’nun işe alımlarda önemli bir unsur olacağını belirtmeye başladım. Buna çoğu yerden itiraz geliyor. “İnsan hakları” ve “ayrımcılık” nedenlerden bazıları. Adam mühendis çalıştıracaksa yüksek IQ’lu mühendis çalıştırmak isteyecektir. Bunu isterse gizli olarak da yapar, yapacaktır. Aynı durumda uçağa binen yolcunun kilosu ile ilgili de bir yorum yapmıştım. Kilosu fazla olan yolcunun uçak bileti de pahalı olmalı diye: http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2009/07/24/alphan_manas_kilosu_az_olan_yolcunun_ucak_bileti_ucuz_olmali  Dedim ki 150 kg’lık bir abi’nin bagajı 10 kg diye fazla bagaj ücreti ödemiyor. Ama 50 kg’lık bir bayan’ın bagajı 30 kg diye 10 kg fazla bagaj ücreti ödüyor. Kardeşim uçağın altı da (kargo bölümü), üstü de aynı yere gitmiyor mu? Uçağa verdiğin ağırlık et, kemik ve kas grubu ise yakıt tüketimini azaltmıyor mu yani? Bagajı ile beraber toplam 160 kg olan abimiz fazla bagaj ücreti ödemiyor ama 80 kg olan bayan ödüyor. Sağlık nedenleriyle kilo almış ve bunu rapor ile kanıtlamış bir kişi iseniz (ki bu Türkiye’de süistimale açıktır. Çünkü parayla çürük raporu bile alırsınız) ayrı bir konudur ama, sen homili-gırtlak yemişsin. Vücudunda ÖRS taşıyorsan, fazla bagaj ücreti ödeyen bayanın suçu nedir? Dün İngiliz Telegraph’da okudum. Almanya’da Hristiyan Demokrat Partili milletvekili Marco Wanderwitz obezlerden özel vergi alınmasını önermiş. Almanya’nın sağlık harcaması yıllık £16 milyar (19.5 milyar Euro) olunca, artık Almanlar da çözüm oluşturmaya çalışıyorlar. Wanderwitz’in bu önerisi ekonomist Juergen Wasem tarafından da destek görmüş:  http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/europe/germany/7904990/Overweight-people-should-pay-fat-tax-to-cover-healthcare-costs-German-MP-says.html

Ayrıca genetik de ileride işe alımlarda etkili olacak. Çok yakında 1,000-100-10-1 USD’ye genetik dizin analizi zaten yapılacak. Bu yorumuma da çok gülen oldu. O yüzden çok hoşuma gidiyor. Yazımın başında da söylediğim gibi ne kadar çok kişi gülerse o kadar gerçekçi olduğunu düşünüyorum.Yazı için tıklayınız…

Bültene katılın.