Yayınlanma Tarihi: 23 Ağustos 2010Kategoriler: Haberler

tilter1

Bu yazıyı yazmam için birçok neden biraraya geldi. İnşallah konu bütünlüğünü bozmadan onların tümünü anlatabilirim.

Ben zaman zaman geçmişteki söylemlerimi okurum. “Bundan 5-10 yıl önce ne söylemişim ve şimdi bu söylemimde ısrarcımıyım, yoksa fikrim değişmiş mi?”

Bugün Pazar, yer Çeşme ve ayak alçılı: Mobilite çok alt sınırda olunca çocuklarla kahvaltı yaptıktan sonra oturup geçmişi deşeyim dedim.

Bundan 5 yıl önce 2005 yılında Otomotiv sektörünün geleceği konusunda Bursa Ekonomi dergisinin Haziran sayısı için yaptığım bir söyleşiyi sizlerle paylaşmak istiyorum (Yazı için tıklayınız). Size söyleşiden birkaç alıntı yapıyorum:

• 50 yıl kadar idare edilecek petrolün olması bizim bu petrol kaynaklarını sonuna kadar kullanacağımız anlamına gelmez.
Demek ki arada bir yerde dönüm noktası olacak. Araç üreticileri ya beraber (Mercedes ile Çinli BYD 12 Mart 2010 tarihinde beraber Çin pazarı için elektrikli araba geliştirmek için anlaşma imzaladı: http://www.autocar.co.uk/News/NewsArticle/AllCars/248137/ ) ya da birisi sadece çok ucuza elektrikli araba üretecek ve bu efekt birbirini etkileyerek büyüyecek.
• Bu durum 20 yıl içerisinde gerçekleşecek. Hatta daha iddialı konuşayım. Önümüzdeki 10 yıl içinde elektrikli araba konusu gerçekmiş gibi konuşulacak. Çok hızlı ve katlamalı olarak büyüyecek.

• Bu neye yol açacak? Bu birçok araba şirketinin iflasına yol açacak. Önümüzdeki dönemde şirket satın almalar inanılmaz derecede artacak.
Çin satın almacı olarak piyasaya girecek. Çin’in de dünyada önemli bir iki otomobil firmasını satın alacağını düşünüyorum (Çin’li Geely firması Volvo’yu 28 Mart 2010 tarihinde 1.8 Milyar USD’ye satın aldı: http://www.cnnturk.com/2010/ekonomi/sirketler/03/28/cinli.geely.fordun.volvo.carsini.aldi/569862.0/index.html)

Bir de gene bundan 5 yıl önce Sabah gazetesi’nin Business ekinde çıkan bir söyleşimi de paylaşarak, oradaki Otomotiv sektörü ile ilgili tahminlerim’den de alıntı yapmak istiyorum (Yazı için tıklayınız)

• Bence uzun dönemde büyük otomotiv üreticilerinin bazıları yok olacak. Tersine, çok küçük otomotiv üretcileri olacak ve herkes kendi otomobilini yapacak.
• Çünkü uzun dönemde elektrikli araba ve şasi ortaya çıkacak. Bununla beraber siz istediğiniz parçaları biraraya getirirek arabanın şasesini üretebileceksiniz.

Bundan 5 yıl önce yapmış olduğumun öngörülerimin inanılmaz bir şekilde gerçekleştiğini görmekteyim. Bu Otomotiv sektörü takıntım beni Fransız Heuliez ve gene Fransız SynergEthic (Tilter) firmalarına olan ilgimi oluşturdu. Amacım yabancı ortakları ile bu ülkede ortak araba üreten değerli otomotiv üreticilerimizin görmediği, görmek istemediği veya cesaret edemediği (cesaret etmediği gibi cesaret edenlerin cesaretlerini kırmak için ellerinden geleni sarfettiği) DEVRİM’i bu ülkede yapmak.

Fransız Tilter’i satın almamız ile ilgili haber basında arabanın resimleri ile beraber yer aldı. Resimler pek beğenilmedi. Ben de arabanın bu halini gerçekten beğenmedim. Hemen Türkiye’de konusunda iyi olan birkaç tasarımcıya çalışma yaptırdım. “Arabayı sattıran tasarımdır” mantığından yola çıkarak, riske girmemek adına yurt dışında dünyaca ünlü birkaç tasarımcıya yöneldim. Sevgili Murat Günak’ın önerisi ile David Wilkie ile çalışmaya başladım. Dünyanın en önemli otomotiv tasarım firmalarından Bertone’nin (http://www.bertone.it/gallery1uk.htm) tasarımcısı olan Wilkie’nin Tilter için yapmış olduğu yeni çalışmayı yazımın en üstünde göreceksiniz. Bu çalışma ile tasarımı eleştirenlerin tatmin olduğunu tahmin ediyorum.

Burada bir es vererek “İmza” projesinden bahsetmek istiyorum. İmza da Türkiye’nin kaçırmış olduğu fırsatlardan biridir. İnanılmaz bir tasarım ve üretim modeli ile yola çıkılmış, kesinlikle iyi niyet içeren bu proje başka nedenlerden dolayı gerçekleşememiştir. İmza’ya bugün bile baktığınızda inanılmaz bir tasarım görmektesiniz (İmza’nın resmi için tıklayınız). Bundan tam 11 yıl önce böylesine bir tasarım ile piyasaya çıkma sinyali veren İmza için Otomotiv Sanayii Derneği dahil herkes nedense çok olumsuz konuşmuştu. Bunun nedeninin projeden mi yoksa projenin sahibinden mi kaynaklanıyor ben anlayamamıştım: http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/ShowNew.aspx?id=-112996

Bugün bu yazıyı yazmamdaki en büyük motivasyon dünyanın en önemli dergilerinden biri olan The Newsweek’in İngiltere merkezi’nin 4 Kasım 2010 da Türkiye de düzenleyeceği “Türkiye de Transformasyon” yani “Geleceğe Dönüşüm” adlı konferansı için beni “keynote konuşmacı” olarak davet etmesiydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da kapanış için “keynote konuşmacı” olduğu bu konferans’ta en az 5 bakan konuşma yapacak. İş dünyasından Murat Ülker, Memduh Boydak ve Hanzade Doğan Boyner’in, İMKB başkanı Hüseyin Erkan ve THY genel müdürü Temel Kotil’in konuşmacı olarak davet edildiği bu konferans da ben “Türkiye için Nasıl Bir Gelecek?” konuşması yapacağım.

Bu davet ve bu gelişim artık benim gibi Fütüristlerin dünya çapında tanındıklarını ve bu sayede Türkiye’de hükümetlerin de en önemli yön vericisi olmamızın önündeki engellerin kalktığını gösteriyor.

Fütüristler Derneği başkanım Ufuk Tarhan ve yönetim kurulu ile beraber devletin bizleri kullanması için inanın o kadar çaba sarfediyoruz ki, bu davet derneğimiz için de çok önem taşıyor. Turkish Time dergisi Temmuz 2010 sayısında “Özgeçmişi Unut Özgeleceğe Bak” başlığı ile bir haber yaptı (Haber için tıklayınız). Bu haberde söylediklerimiz de buna paralel. Tabii olayı sadece devlet boyutunda incelemiyoruz. Şirketlere de indirgiyoruz. Şirketlerin kesinlikle bünyelerinde çalışan olarak veya danışman olarak veya yönetim kurulu üyesi olarak Fütürist bulundurmalarını öneriyoruz. Bu konuda dergi, dünya çapındaki örnekleri de vermiş. Haberi yapan sevgili Sevgi Demirkale’yi de kutlamak lazım. Çok detaylı bir çalışma yapmış. Benim yurt dışı örneklerde en çok dikkati çeken TechCast sanal düşünce kuruluşudur. (http://www.techcast.org/) İngilizcesi Virtual Think-Tank olan bu tip düşünce kuruluşlarını Türkiye de oluşturmak için çok çaba sarfediyoruz. Fütüristler Derneği aslında bunu bir şekilde örgütleme çalışıyor. Çok yakında dernek içinde bir think-tank kurulacak (tabii bunun Türkiyedeki mevzuata uyması için Yüksek İstişare Kurulu gibi ulu adlar verilmesi gerekiyor). Bunun dışında başkanımız Ufuk Tarhan yaşamını Fütürist Danışmanlık vererek sürdürüyor. Buna bir yenisi daha eklendi. Gazeteci sevgili Şeref Oğuz da Fütürist Danışmanlık veriyor: http://www.innovathink.com.tr Sayıları artacak bu yapılar Türkiye’de devletin ve şirketlerin önünü açacak ve bu ülkenin artık geleceği planlamasına katkıda bulunacak. TechCast gibi bir düşünce kuruluşunun gelecek yorumlarına eğer Amerikan Ulusal Bilim Akdemisi saygı gösterip dikkate alıyorsa Türkiye de TÜBİTAK gibi bir kuruluş da Türkiyedeki benzer bir yapıyı dikkate alacaktır (diye umuyorum).

Bültene katılın.