Yayınlanma Tarihi: 8 Ekim 2003Kategoriler: Gelecex Yazıları

Birçoğumuz artık arabaya bindiğimizde eğer ön koltuğa oturuyorsak kemer bağlıyoruz. (sadece taksi şoförleri onları Allah koruduğu için genelde bağlamıyorlar). Ama iş arka koltuğa geldiğinde durum değişiyor. Hem kendimiz kemer bağlamıyoruz hem de bebeklerimiz ve çocuklarımız için kemer kullanmıyoruz. Bugün eğitim düzeyi yüksek aileler de dahil olmak üzere, arka koltukta kemersiz oturan çocukları, anne-baba’ya yakın olmak için öndeki iki koltuğun arasına başını sokmuş yolun akışını seyreden yada arka cam’dan dışarıyı seyreden çocukları görmek mümkün. Peki trafik kazasının ne yönde bir çarpma ile oluşacağını biliyormuyuz? İçinde bulunduğumuz arabanın takla atıp atmayacağının garantisi var mı? Aileler ne yazık ki çocukları ile mücadele’den kaçınmak için onların kemer bağlamama ısrarlarına boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Ya bebekler? Onların durumu daha da vahim. Çünkü arka koltukta oturan annelerimiz bebeklerini kucakta taşıyorlar. Kendileri kemerle belki bağlı oldukları için kaza anında bebeklerini sıkıca tutarak koruyacaklarını düşünüyorlar.

Yeni Zelanda örneği çok önemli 1997 yılında arka koltukta kemer bağlama oranı %57 iken 2002 yılında bu oran %80’e çıkmış. 0-4 yaş çocuklarda koltuk kullanım oranı ise 2002 de %86’ya ulaşmış (Bu arada %9 da bebek-çocukları için arabadaki emniyet kemerini kullanmış). ABD de emniyet kemeri kullanımı konusunda kanunlar çok net olmasına karşın 2002 yılında 42,850 kişi trafik kazalarında ölmüş. Ölenlerin %44’ü (19,103 kişi) emniyet kemeri takmıyormuş. Yeni Zelanda örneği bu işin sadece kanunlarla değil eğitim ile nasıl başarıldığının göstergesi. Türkiye de çocuk koltuğu kullanım oranı için söylenen oranlar %1-2 civarında. Ayrıca arka koltukta kemer bağlama konusunda bir istatistiğe ulaşmamakla birlikte bu oranın %1-2’leri geçeceğini de düşünmüyorum.
Türkiye de arabada bağlı puset ve çocuk koltuğunun kullanılmasında birkaç engel var. Bunlardan bir tanesi tüm ürünlerin ithal olması dolayısı ile fiyatlarının çok pahalı olması; diğeri ise ne yazık ki dünyadaki endüstri tasarımcılarının bu işe önemli vakit ayırıp çok fonksiyonel tasarım yapmamış olmaları. Bu kadar çocuğa sahip olan bir ülkenin en azından dünya da çocuk ürünleri konusunda söz sahibi olması gerekmez mi diye düşünüyorum.
Gelecex Ekim 2003

Bültene katılın.