ABD’de toplam ölümlerin %43’ünü oluşturan kalp krizini her 60 saniye de bir kişi geçiriyor. Bu kişilerden 2/3’ü hiçbir uyarı almadan kriz geçirirlerken, 1/3’ü de ilk krizlerinde yaşamlarını yitiriyorlar. Kalp krizi geçirenlerin kolesterolleri düşük olabilir, stresten uzak sakin bir yaşamları vardır, sigara içmeyebilirler ve hatta yoğun denebilecek düzeyde spor da yapabilirler. Bu durum kalp krizi geçirmemek için bir neden olmamakla beraber bu özelliklerin tam tersine sahip olan insanların kalp krizi geçirmemeleri de mümkündür. 35 yaşını geçen, ailesinde koroner kalp ve hastalığı olan, yüksek kolesterol, kilo, şeker hastalığı ve tansiyonu olan, stresli veya çok pasif yaşamı olan kadın-erkek herkes’te Koroner Ateroskleroz (damar sertliği) oluşabilir ve sonuçta kalp krizi geçirebilir.
Babam Prof. Dr. Oğuz Manas gençliğinden beri spor yapıyor. Şu an 70 yaşında ve haftanın 5 günü en az 3’er saat Ping Pong oynayıp veteranlar dünya şampiyonasına hazırlanıyordu. Aileden gelen koroner kalp hastalığı dışında hiçbir kalp krizi etkeni de yoktu. Spor yaparken hiçbir ağrı ve yorgunluk hissetmedi. Check-up için Elektron Tomografi yaptırdı. Elbiseleri ile uzandı ve 5 dakikada kalp damarlarının 40 fotoğrafı çekildi. Sol ve sağ koroner damarlarında kireç birikimi ve dolayısı ile daralma tespit edildi. Acilen anjiyo yapıldı ve koroner damarların kalp kaslarını %40-50 daha az beslediği ortaya çıktı, acilen by-pass yapılıp 3 damar eklendi. İşte yaşam bu kadar ince bir ipliğe bağlı. Eğer kendisi kalp krizi geçirmiş olsaydı ne yazık ki kurtulma şansı çok çok azdı.
Önerim kendimize güvenmeyelim ve iki yılda birden az olmamak şartı ile gerçek bir check-up’tan geçelim. Yanlızca kan idrar tahlilleri ile değil, her detayda. Kalp de en önemlisi. Koşu bandı testinin ancak damarlardaki tıkanıklığın %85’i geçtiğinde başarılı olduğunu ve %30 tıkanıklıkta dahi kalp krizi riskinin olduğunu unutmayalım.
Gelecex Eylül 2003