Son dönemin en moda söylemlerinden biri “Kağıtsız Ofis”,ben de bu yazımda “kağıt” konusuna değineceğim. Öncelikle bir ofiste kağıtsız bir ortam yaratabilmek için tüm personelin bilgisayar ekranından kendine gerekli olan her türlü bilgiyi ve akışı, ki burada en zor olanı finansal tablolardır, takip edebilmesi gerekir. X ve Y kuşakları diğer birçok geçiş teknolojilerinde olduğu gibi “kağıt” konusunda da acı çekecek. Bu kuşak doksanlı yıllarda “giden ve gelen fax” diye klâsörler yaptı. Fax’dan aynı ofis içinde kopya alacaklara, bu kopyalar fotokopilerle çoğaltılıp masalarına bırakıldı. Neredeyse fuarlardan alınan tüm broşürler dolaplarda gruplandırılarak saklandı. Teklifler ıslak imzalı ve dosyalı olarak verildi. Gazete ve dergilerden kesilen önemli haberler A4 düz beyaz kağıtlar üzerine yapıştırıldı, haber kaynağı elle veya diğer yöntemlerle yazıldı, dosyalandı.
İçinde bulunduğumuz dönem, kağıt tamamen ortadan kalkıncaya kadar herkese ara çözüm ürettireceği gibi kullanıcılara da acı vermeye devam edecek. Bu durum aynen önümüzdeki birkaç yılda CD’lerin tümüyle ortadan kalkıp, tüm şarkıların internet’ten indirilip, mp3 çalıcılara yükleneceğe güne kadar geçen zamanda yaşacaklarımızla paralellik sergiliyor.
HP geçiş için en önemli adımı atan firma oldu. Kağıdın hemen ortadan kalkmayacağını farkeden HP geçen yıl fiziksel dünyadaki dijital içeriğe geniş bir erişim sağlayabilen “Memory Spot-Bellek Noktası” çipini geliştirdiğini açıkladı. HP laboratuvarlarında geliştirilmiş olan deneysel çip, CMOS (düşük besleme gerilimli entegre devre tasarımı) tabanlı olup, yerleşik anteni ile bir pirinç tanesi boyutunda (2 milimetrekare ila 4 milimetrekare arasında) ya da daha küçük boyutta olacak. Bu çipler bir kağıt sayfaya yerleştirilebilmekte ya da herhangi bir yüzeye yapıştırılabilmekte ve sonuçta kendinden yapışkanlı noktalar olarak bir kitapçıkta yerini alabilmekte. Saniyede 10 megabit veri aktarım hızı bulunan (Bluetooth kablosuz teknolojiden 10 kat daha hızlı) bu çip, kullanıcılara işitsel formatta, video, fotoğraf ya da belge formatlarındaki bilgiye anında ve etkili bir biçimde erişim sağlamaktadır. Prototiplerle çalışırken 256 kilobyte’tan 4 megabyte’a değişen bir depolama kapasitesiyle, çok kısa bir video-klibi, çeşitli imgeleri ya da düzinelerce metin sayfasını depolayabilmektedir.
HP’nin en önemli planı kağıda, doğal olarak kartpostal ve fotoğraflara görsel-işitsel ek sağlamak. Kağıt halindeki bir belgeye eklenen bir Bellek Noktası çipi, ses notları ve grafiksel imgeleri olduğu gibi, metin üzerinde yapılan tüm eklemeleri ve düzeltmeleri içerebilir. Bir başka kullanım alanı ise orjinal belgeye eklenecek Bellek Noktası sayesinde fotokopi makinası sayfayı taramadan çip’deki bilgiye göre baskı alabilecek.
Xerox da kağıttan dijital ortama geçişte bir ara çözüm olan “görüntüleri yalnızca bir gün saklayan” bir yazdırma yöntemi keşfetti. Böylece, kağıt tekrar tekrar kullanılabiliyor. Hala taslak halinde olan teknoloji, yakın dönemde, atılmadan önce oldukça kısa bir süre için kullanılan basılı sayfaların yerini alabilir. Xerox ofiste basılan her beş sayfadan ikisinin, tek seferlik izleme için yazdırılan e-postalar, web sayfaları ve referans materyalleri gibi “günlük kullanım” amacıyla yazdırıldığını tahmin ediyor. Xerox, 16-24 saatte kendisini silen ve defalarca kullanılabilen “silinebilir kağıt” olarak adlandırdığı teknoloji için patent başvuruları yaptı. Xerox’daki araştırmacılar aynı zamanda, belirli bir dalgaboyundaki ışığı, yazma kaynağı olarak sunan bir ışık barı kullanarak kağıt üzerinde görüntü yaratan prototip bir “yazıcı” da geliştirdiler.
Buna karşılık kağıda dayalı sektörlerde de yaşam mücadelesi tüm hızıyla sürüyor. Öncelikle kitap boyutları büyümeye başladı. 2005 yılında ABD’de “paper-back/küçük roman” boyutu 1 cm kadar büyüdü. Yemek, gezi, mobilya, atlas gibi özel kitapların boyutları inanılmaz ölçüde büyümeye başladı. Burada amaç Internet üzerinden alınan görüntülerin basıldığı A4 ebadı kitabımsılarla ve bir kaç yıldır rakip olmaya başlayan E-Kitap ve Sesli Kitaplar’la mücadele etmek.
Şubat 2006’daki yazımda “E-Book – E-Kitap” ve “Audio Book – Sesli Kitap” tan bahsetmiş ve bu konunun hızla ivme kazandığını belirtmiştim. Yazımın üstünden tam 1 yıl geçti ve yeni çözümler artarak yaşamımızı renklendirmeye devam ediyorlar. Örneğin Las Vegas CES (Kişisel Elektronik Fuarı) 2007’de tanıtılan Playaway sesli kitapları bu defa CD temelli Sesli Kitaplara rakip oldu. Playaway fiyatları 25-50 USD arasında değişen ve her kitabın ayrı ayrı olarak sigara paketinden biraz daha boyutta “mp3 çalar” olarak satıldığı bir yöntem geliştirdi. Fiyatın yüksek olması caydırıcı olmakla beraber “Dijital Hakların Yönetimi” konusunda en güvenilir araç gibi gözüküyor.
Steve Jobs’un geri dönmesi ile birlikte Apple, digital hub (merkez) olarak yeniden konumlandı. Bu da bize Apple’ın kağıt’tan dijitale geçişteki savaşın içinde yer alan çok önemli bir oyuncu olacağını gösteriyor. Apple sunduğu iTunes podcast servisi üzerinden The Economist, CNN, NY Times, Fox Radyo gibi çeşitli dergiler, gazeteler ve radyo istasyonları yayın yapıyor. Podcasting yapan 40.000 site var, bu da tüm dünyadaki radyo sayısından misli misli fazla. Bunun yanısıra iTunes üzerinden Sesli Kitap ya da müzik, video gibi birçok içeriği satın almanız, ipod’unuza yükleyerek, “Dijital Hakların Yönetimi” konusunda da sorun yaşamadan dilediğiniz gibi kullanmanız da mümkün. Apple yeni çıkardığı iPhone’a E-Kitabı taşırmı bilinmez ama sanki ses burada daha fazla başarı elde edecekmiş gibi bir görüntü veriyor.
Kağıt’tan Digital’e geçiş sırasında yaşanan özellikle veri transferi, ekran büyüklükleri, depolama kısıtı ve kablosuz erişim ve aktarım ile ilgili sorunlar yakın gelecekte çözülecektir. Ancak bu geçiş bize veri güvenliği, kişisel mahremiyet ve telif hakkı ihlalleri gibi birçok yeni ve çözülmesi gereken konu getirecek.
Forbes Şubat 2007