Yayınlanma Tarihi: 2 Mart 2011Kategoriler: Haberler

81. Cenevre Otomobil Fuarı 2 Mart 2011’de VIP ve Basın açılışı ile kapılarını açtı. Ben fuara 2 gün katıldım ama yoğun bir bilgi alma süreci geçirdim.

Fuar ile ilgili çok detaylı haberler yazılı ve sözlü basında önümüzdeki 2 hafta boyunca yer bulacak. Ben farklı bir noktadan yaklaşmak istiyorum. Öncelikle Fransa’da B Plas ve Orhan Holding ile beraber satın aldığımız SynergEthic’in ürünü Tilter’den bahsetmek istiyorum. Prototip’i başarıyla sergiledik ve basından çok pozitif geri bildirim aldık. İlk 2 günde 6 ülkede dağıtım için teklif geldi. Öncesinde Sabah Gazetesi’nden sevgili Ufuk Sandık zaten ön bilgiyi okuyucularla paylaşmıştı (Haber için tıklayınız) 3 Mart 2011 tarihinde ise sevgili Emre Özpeynirci Hürriyet Gazetesi’nde detaylı olarak anlattı (Haber için tıklayınız). Bu arada hemen 2 konuya açıklık getireyim: Cenevre’ye giderken sevgili Emre Özpeynirci ile bir ara yan yana oturduk. Konu tabii ki geçen seneki Heuliez’i satın alma macerasına geldi. Onlar süreci çok yakından takip ettikleri için detayları da biliyorlardı. Ama bilmedikleri bir detay vardı ki, bu olaydan sonra Fransa’dan inanılmaz teklifler aldığımızdı. Hatta Fransız medya grubu La Tribune’un bile satın alınma teklifi ile bize geldiklerini söyleyince kendisi inanamadı. Ben de note-book’umu açıp yazışmalarımızı gösterdim. İkinci olarak Murat Günak ile ayrılmamıza rağmen dostluğumuzun tam gaz sürdüğünü ve Heuliez (yeni adıyla MIA Electric)’in Türkiye’deki dağıtımını da benim yapacağımı söyledim. Türk basını Murat Günak’ı çok sever. O da zaten bunu hakkedecek bir başarıya sahiptir. Ekip Murat’ı MIA Electric standında ziyaret etmiş ve proje hakkında detaylı bilgi almış. Benimle olan çalışmalarını da aktarmış sağ olsun Murat.

Ayrıca MIA Electric’in büyük ortağı Kohl Medical’ın da sahibi Prof. Edwin Kohl ile bir araya geldim. Kendisi MIA’nın hidrojen ile çalışan versiyonu üzerine kafa yoruyor. Bu yıl içinde de prototip çıkacak gibi gözüküyor. Murat benim 2005 yılında Estee Lauder’in sahibi Ronald Lauder ile hidrojen yakıtlı otomobi çalışmamı bildiği için Mr. Kohl ile bir araya gelmemizi ve fikir paylaşmamızı istedi. Aslında benim çalışmalarım 2004 yılına kadar yani 7 yıl öncesine dayanıyor. O yıllarda hidrojen yakıtlı veya elektrikli otomobil konusu çok gündemde olmadığı için İTÜ’den Dr. Azmi Demirel hocamızla beraber Hibrit Otomobil konusunda bir çalışma yapmıştık (Çalışma hakkında detaylı bilgi için tıklayınız). Ama yaptığımız ülke Türkiye olunca, o yıllarda yapılan bu çalışmalara ne kaynak ne de devlet desteği alabilmek mümkün olmadı. Gene Alphan Manas olarak erken öten horoz oldum.

Konu hidrojen yakıtlı otomobil’den açılınca hemen fuara dönmek ve paralel gelişmelerden bahsetmek istiyorum. İçten yanmalı motorlu, hibrit veya CNG gibi gaz ile çalışan otomobiller benim ilgi alanım dışında kalıyor. Tüm stantları gezdim ama yorum yapmayacağım. En ilgimi çeken Mercedes standı oldu. Biliyorsunuz Mercedes 2020 yılı için tüm hibrit ve elektrikli otomobil satışlarını, tüm satışlar içinde %2-3 olarak görüyor. Zaten bu tahminini de stratejisine yansıtmış. Stantta hidrojen yakıtlı otomobil prototipi bulunuyordu. Bunu koyarak aslında piyasaya şu net mesajı veriyordu: “Elektrikli otomobillerde tek şarj ile gidilecek mesafe konusu büyük bir soru işareti. Bunun için ya hibrit ya da hidrojen ile destek sağlanmalı”. Buna katılmamak elde değil. Pil teknolojisindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Her geçen gün ortaya farklı ürünler çıkıyor. Her otomobil üreticisine 1 tane pil üreticisi düşmediği için sanırım pil konusu rekabet ile hızlı gelişecek. Bu gelişme neyi ortaya koyacak? Bence tek şarj ile kat edilen mesafe’den ziyade hızlı şarj öne çıkacak. Özellikle Lityum bazlı pillerin teorik cycle (şarj etme sayısı) sayısı 7.000 olduğu ve piller şarj edilmeleri için sonuna kadar dis-charge (boşaltma) edilmeye ihtiyaçları olmadığından dolayı gün içinde birkaç kez şarj olabilecekler. Yavaş şarj ile 10 dakikada 8 km. şarj sağlandığı ama hızlı şarj ile 10 dakikada %80’e yakın şarj yapılabildiği için sanırım hızlı şarja yönelik çalışmalar artacak.

Hidrojen için henüz yol haritası tam değil. Elektrik piline ek olarak 600 PSI’lık bir tanka konacak 20 litre hidrojen ile ek bir 200 km sağlanıyor ki, bu azımsanacak bir rakam değil. Temel sorun hidrojen nerede üretilecek ne nasıl dağıtılacak. En kolay yöntem şu andaki benzin istasyonlarının elektroliz cihazları satın alıp, elektriğin ucuz olduğu bir zaman diliminde hidrojen üretip depolamaları. Pilot çalışmalar yapılıyor ama sonucu ancak bekleyerek göreceğiz.

Tilter ile Çılgın Türkler (Alphan Manas & Celal Gökçen & Murat Orhan) elektrikli otomobil macerasına atıldılar. Şimdi sıra 4 tekerlekli bir model ile ürün sayısını genişletmekte. Bunun için de SoftCar ile prensipte anlaştım. Üstteki resimlerden sağ alt-köşe’de görülen otomobil (Detaylar için Tıklayınız). Umarım sizler de beğeneceksiniz. O da neredeyse Tilter ile aynı zamanda üretime hazır hale gelebilecek. Burada yer alacak Türk ortaklar henüz tamamlanmadı. Sevgili Celal Gökçen ile burada da devam edeceğiz. Belki başka ortaklar da aramıza katılabilirler. Sonuçta amacım tepede bir çatı yapı oluşturmak (Örneğin TERECO Corporation), altında da 3 farklı şirket ile 3 farklı otomobil üretmek: 3 tekerlekli şehir içi, 4 tekerlekli şehir içi ve mini-van veya ticari otomobil).

Son konum ise MARKA. Bu konuda ilginç fikirlerim var. Bunları herkesle paylaşıyorum. Basın da ilgiyle takip ediyor. Örneğin Vodafone dedim. Amacım otomobil konusunda çalışması olmayan bir teknoloji firmasının markasını kullanmak. Böylece pazarlama konusunda bir sorun yaşamayız. Bu isimleri her yerde söyleyerek aslında biraz da kendimi bağlıyorum ama test etme açısından da yararlı oluyor. Bir süre sonra ağzımdan isim çıkmamaya başlayınca, bilin ki birileriyle detaylı görüşmeye başlamışım. Benimki biraz kaleciye hangi köşeye penaltıyı atacağımı söyleyip, şutu öyle çekmek. Ama fikrimi test etmek benim için vazgeçilmez bir istek. Konu marka’dan açılınca bu konunun üstadı sevgili dostum Hulusi Derici ile konuşmadan da olmaz. Onunla da en yakın zamanda bir araya geleceğim.

Unutmayalım ki elektrikli otomobil konusunda dünyadaki tüm üreticiler ile aynı seviyedeyiz. İran bile kendi projesini başlatmış ve fuarda sergilediler (Resim için Tıklayınız). Türkiye yola çıkmalı hızlıca yol almalıdır. Çılgın Türk olmaktan gurur duyuyorum ama doğru zamanda doğru yerde olmak da kaçınılmaz bir başarı getirecektir.

Cenevre’den haberler şimdilik bu kadar.

Bültene katılın.