Yayınlanma Tarihi: 1 Şubat 2013Kategoriler: Haberler

Öncelikle sizlerle önemli bir bilgi paylaşmak istiyorum. “1 Milyar 125 Milyon TL bütçe ile MGK’da kabul edilen -Ulusal Uzay Araştırmaları Programı- sonucu 2010 yılında yetiştirilen ilk Türk astronotu, 2014 yılında fırlatılacak ilk Türk mekiği ile uzaya gidecek”. Böyle bir haberin doğru olmasını çok arzu ederdim ama ne yazık ki gerçek değil. Gerçek olmamasından daha kötü olan, böyle bir hedefin devlet tarafından bu ülkenin vatandaşlarıyla paylaşılıyor olması. Şirketler hedeflerini paylaşabilirler ve bunlar zaman içinde değişiklik gösterebilir. Ama bunu devletin yapması tümüyle güven kaybına yol açar. Bakın haberin detayı nasılmış. Okuyun da şaşkınlıktan konuşamayın: http://yenisafak.com.tr/arsiv/2006/mart/29/p02.html

2012’de inşa edileceği söylenen “Uzay Üssü” sanırım inşa edilmedi ama Ankara’ya uzay üssü gibi “Gar” inşa edilecek: http://ekonomi.haberturk.com/emlak-mortgage/haber/771873-uzay-ussu-degil-gar Biz Türkler bu inşaat işlerinde çok iyiyiz. Yaptığımız işi uzaylaştırırız ama “uzay” dendi mi korkarız. Ama İran bile yeni bir uzay üssü inşa ediyor:

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1089910&CategoryID=81

Hazır uzay’dan başlamışken biraz yere inip bu işlerde niye uzaya çıkmakta zorlandığımızı anlatayım. Geçenlerde bir yazı yazmış ve https://www.alphanmanas.com/?p=2787 “Üniversitelerarası Girişimcilik ve Yenilikçilik Endeksi” uygulamasının başladığını söylemiştim: http://www.sabah.com.tr/Egitim/2012/10/10/iste-turkiyenin-en-girisimci-universiteleri Hatta bu listenin hakkaniyetli olduğunu da belirtmiştim. Sonra bu listeye giremeyen bazı üniversitelerden mail aldım ve bu konuda fazla iyi niyetli olduğumu anladım. Öyleki, özellikle: Fikri mülkiyet havuzu, işbirliği ve etkileşim ile Ticarileşme konularında geçen yıl Ağustos ayında üniversitelere çok kısa bir süre tanınarak neredeyse telefonda bilgi alınarak bu sıralama yapılmış. Hatta, yukarıda adı geçen konularda listede olan bazı üniversitelerin kuruluş tarihi itibariyle böyle bir birikimi sağlamalarının imkansız olduğu da söylendi. Ben de açıkçası şaşırdım. Daha da önemlisi bu liste gelecek yıllarda devlet üniversitelerinin aleyhine işlemeye başlayacak gibi gözüküyor. Çünkü devlet üniversitelerinde kadro sorunu var (babam diş hekimliği fakültesinde kadrolu olduğu için ve başka Prof. olmadığı için zamanında dekanlık yapmıştı). İstedikleri öğretim üyesini transfer edemedikleri gibi elindekini de kaçırıyorlar. Yeni devlet üniversiteleri sağ olsunlar uzay üssü gibi binalar yapıyorlar ama plansızlıktan 150 civarında İktisadi Bilimler Fakültesi (bir masa ve bir kasa ile açılabiliyor) ve 50 tane Endüstri Mühendisliği bölümü mevcut. Uzun dönemde devlet üniversiteleri özelleştirilip, şu andaki mevcutlar da konsolidaysona gidip 100’e düşecektir. Zaten uzaktan eğitim ile kampüs gereksinimi de ileride kalmayacak.

Bu yılki bütçe sunumunda “Ar-Ge ve inovasyonu destekliyoruz.  2013 yılı bütçesinde başta TÜBİTAK Ar-Ge projeleri olmak üzere,  üniversite ve sanayi kesimi Ar-Ge projelerini desteklemeye devam ediyoruz. Bu kapsamda 2013 yılı bütçesinde toplam 2,8 milyar TL ödenek öngördük” söyleminde netlik olmadığını da anlamış oldum.

TÜBİTAK-TEYDEB’in 1995-2012 yılları arasında yapılan 16.422 proje başvurusundan 9.721’ini desteklediği ve buna 2.9 milyar TL kaynak aktardığı ortada iken, yani 17 yılda aktarılan paranın 1 yılda aktarılması imkansız olduğuna göre, yukarıda belirtilen ve 2013’de bütçede gözüken 2.8 milyar TL’nin içinde maaş ve Ar-Ge dışı operasyonel giderleri de kapsadığı net gibi. Daha sonra bu konuyu detaylandıracağım.

 

Bültene katılın.