Yayınlanma Tarihi: 11 Mart 2009Kategoriler: Haberler

THY’nin Amsterdam Schiphol havalimanına açalmada düşen Boeing-737 800 Tekirdağ uçağı ile ilgili inanılmaz sayıda neden üretildi. Bunlardan en komik olanı ise yakıtın bittiği şeklindeydi. Daha sonra emekli pilotlar ve ilgili derneklerden çok daha mantıklı açıklamalar geldi. Görsel ve yazılı basın konuyla devamlı olarak ilgilendi. Ne zamanki Hollandalı yetkililer basın toplantısı ile açıklama yaptılar herkes sus pus oldu. Zannedersiniz ki Hollandalı abiler karakutulara baktılar ve sonucu söylediler. Bunu duyar duymaz hepimiz şoka girdik. Sonra rahmetli pilotları sorgulamaya başladık. Kazanın olduğu günlerde pilotların kendilerine çok güvendikleri için oto-pilot yerine manuel inişi tercih ettikleri konusu gündemdeydi ve bu da eleştiri konusu oldu. Sonra Hollandalılar kendilerine göre bir kaza nedeni açıklayınca bu sefer uçağın oto-pilot’ta olduğu ve arızalı radar altimetresi yüzünden düştüğü söylendi.

Şimdi bir an için bunun böyle olduğunu düşünelim. Siz Boeing firması olsanız ne yaparsınız? Önce bu açıklamaya cevaben “Kardeşim bu uçağın 2 tane radar altimeteresi var. Biri arıza yapar, diğeri çalışır. Eğer bilgisayarlar aralarında fark tespit etmişse zaten ekranda pilotu uyarır (“miscompare”)” der. Ama demediler. Çünkü Hollandalıları ciddiye dahi almadılar. Ama biz fazlasıyla ciddiye aldık. Hemen “Vortex”, “Wake Turbalance” olasılıklarını rafa kaldırdık. THY’yi yerden yere vurmadığımız kaldı (Nazar değdi, deve kestik, terlik giydik, tecrübeli teknisyenleri çıkardık). THY korkudan içine kapandı, ne yapacağını şaşırdı. Reklamlar yayından kalktı.

Uçaktaki radar altimetreleri arasında uyumsuzluk olduğunda “miscompare” uyarısı ekranlara gelir. Yani bu uyarı geldi de 3 tane pilot bunu dikkate dahi almadılar. Hadi onlar almadı diyelim. Oto-pilot nasıl dikkate alamaz? Bugün rastladığınız her pilota lütfen sorun; bu kadar düşük bir irtifada radar altimetresine hangi pilot bakar. Bu insanlar tek pervaneli model uçak kullanmıyorlar ki. Her aletin en az 2-3 yedeği olan milyonlarca dolar değerinde teknoloji harikalarını uçuruyorlar. Piste bu kadar yaklaşmışken radar altimetresi konusu tamamıyla küçük bir teferruattır.

National Geographic’de uçak kazaları ile ilgili bir dizi vardı ve orada en ilgimi çeken British Airways’in Endenozya üzerinden uçarken lavlar yüzünden 4 motoru birden susan uçağı ile ilgili olandı. Uçağı pilotlar süzülmesini sağlayıp sonra da 4 motoru birden tekrar çalıştırdılar. Uçağın motorları sussa bile uçak lamba gibi yere yapışamaz, az da olsa süzülür. Bu kazada süzülme diye bir şey yok. Kanatlardaki tüm slat’lar ve flaplar’lar açıkken, yani uçak havada en fazla tutunabileceği bir noktadayken çok ani bir irtifa kaybı var. Bu çok mantıklı gelmiyor insana.

Bu kazada 3 tane taraf var: Boeing, Amsterdam Schiphol havalimanı ve THY bakım. Tüm olay bu üçlü arasında dönecek. Ama hiçkimsenin ortadaki vahim sonucun faturasını pilotlara kesmeye hakkının olmadığını düşünüyorum. Yok efendim “pilotlar motorlar otomatik olarak gaz kestiğinde motorlara aniden tekrar yüklenmek yerine TO/GA (Take-off/Go-around) tuşuna bassaymış motorlar daha rahat hız alıp uçak stall olmazmış” gibi yorumlardan kaçınalım. Herkes karakutu başında heyecanla bekliyor. Tek dayanağım Boeing ile Amsterdam Schiphol havalimanı’nın çıkarları bu kazada aynı değil. Yani ikisinin aynı anda haklı olma şansı yok. Yoksa fatura THY’ye çıkardı bir anda.

Bültene katılın.