Yayınlanma Tarihi: 24 Nisan 2009Kategoriler: Haberler

THY, 1 Mart 2009’da uygulamaya koyacağı uçak içine alınan sıvılardaki kısıtlama uygulamasını 20 Mayıs 2009’a erteledi. Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO) ve Avrupa Sivil Havacılık Konferansı (ECAC) kuralları gereğince havayolu ile seyahat edecek yolcuların uçak içinde yanlarında bulunduracakları el veya kabin çantalarında taşıyabilecekleri sıvılarda kısıtlamaya gidilecek. Uygulamaya göre yolcular, el bagajlarında 20×20 santimetre boyutlarında ağzı kilitli şeffaf plastik poşet içerisinde, her birinin hacmi 100 mililitreyi geçmemek üzere sıvı, jel veya sprey bulundurabilecek.

Çok sık yurtdışına seyahat etmeyen veya uçak içi bagajında sıvı bulundurmayan yolcuların pek bilmediği bu uygulama çok seyahat eden işadamları için zulüm niteliği taşıyor.

Ben de “her şeyin küçüğü sevimlidir” teorisinden yola çıkarak 100 ml’den fazla yanıma sıvı almıyorum. Buna diş macunu, traş köpüğü, traş kolonyası da dahil. Bu “100 ml pazarı” nı aslında Türk üreticiler biran önce dikkate almalarında yarar var.

Sıvılara bu şekilde sınırlama konulmasının bizi terörizm’den kurtaracağını sanmıyorum. Yakın bir gelecekte hedef ilaçlar olacak. Çünkü tablet haline getirilebilecek patlayıcılar, uçak içinden temin edilecek içme suları ile karıştırılarak patlayıcı hale getirilebilecek.

Esas sorun ise elektromanyetik darbeli silahlar (electromagnetic pulse weapons). Bu silahlar uçağın tüm elektronik sistemini bozabilecek elektromanyetik alanı sağlayabilir. Erwin Otto Marx’ın geliştirdiği Marx Jeneratörünün gelişmiş şekilleri örneğin böyle bir iş için ideal. En azından New Scientist dergisi böyle yorumlamış. Burada temel sorun ise bu jeneratörü çalıştırmak için gerekli olan güç. Uçağın içine alınacak çok sayıda pil, cep telefonu pili vs.’nin birleştirilmesi sonucu bu enerji sağlanabilir. Hele kompozit tabanlı yeni uçaklarda bu durum daha da belirgin ortaya çıkıyor. Çünkü metal gövdeli uçaklar elektromanyetik alan için duvar oluştursa da yeni tip uçaklarda bu sorun var. Bu durumda kullanılan tüm kabloların elektromanyetik alana karşı korumalı olarak üretilmeleri gerekiyor. Bu sefer ümit ediyorum ki bir terörist saldırı olmadan buna karşı bir önlem alınsın.

Yazı ve konferanslarımda söylediğim gibi uçak yolculuğu gün geçtikçe çekilmez hal alacak. Virüs üretenler ve anti-virüs yazılımı üretenlerin savaşı gibi bu yarış devam edecek. Tabi ki bu savaşta sonu ölümle biten büyük kazalar olduğu için insan biraz olsun ürküyor.

Bültene katılın.