Yayınlanma Tarihi: 3 Eylül 2012Kategoriler: Haberler

Suç ve Delil programına 2 hafta arka arkaya konuk oldum. Bu programlar :
• 24 Ağustos 2012: – http://www.youtube.com/watch?v=TID2idyrX-s
• 31 Ağustos 2012: sistemleri, makineler, robotlar ve insanları bekleyen tehlikeler tartıştık: http://tv.cnnturk.com/video/

İki program kesintisiz 4 saat sürmesine rağmen konuşamadığımız çok konu oldu. Benim söylemek istediğim ama söyleyemedim de çok şey vardı. Bunların hepsini burada paylaşmak istemiyorum. Çünkü içimde öyle bir his var ki, bu 2 programın aldığı reyting ve ilgi, programın devamının olacağıdır. Hatta sadece “Gelecek” formatı altında her hafta başka bir alanın (Enerji, Nanoteknoloji, Sağlık vs) tartışıldığı ayrı bir programın çok başarılı olacağını düşünüyorum. Prof. Sevil Atasoy inanılmaz bir bilgi birikimi, konu hakimiyeti ve program yönetimine sahip.

Dediğim gibi bu yazımda sadece tek bir konudan bahsetmek istiyorum: “Suç”. İkinci programda New York’da kendimi güvende hissettiğimden bahsetmiştim. Program konuğu Psikiyatri Uzmanı Prof. Doğan Şahin New York’da suç oranlarının arttığını söyledi. Ben azaldığını bilmeme rağmen, istatistiki bilgilere tam hakim olmadığım için  yorum yapmadım. Benim yaşadığım yıllarda (1984-1987) suç oranları geçici bir düşüş göstermiş (Belediye Başkanı Ed Koch dönemi), 1993’den itibaren de tümüyle düşmeye başlamış: http://www.disastercenter.com/crime/nycrime.htm Bunda 1994-2001 yılları arasında New York’da Belediye Başkanlığı yapan Rudy Giuliani’nin önemi olduğunu hatırlamakta yarar var:  (http://en.wikipedia.org/wiki/Rudy_Giuliani)

Los Angeles belki de suç ile ilgili en önemli örnek şehirlerden biridir. 1992 yılında motorcu Rodney King’in polisler tarafından ölesiye dövülmesine bağlı olarak çıkan olaylarda 53 kişi ölmüştü. Aslında ayaklanan zenciler haksızlığa karşı isyan etmelerinin yanında ayaklanmanın olduğu yer varoş mahallelerdi. Yani fakirlik en önemli ateşleyicilerden biriydi. Zenciler ABD’de belirli bir döneme kadar hep ezildiler, iyi işlere sahip olamadılar. Ama yılmadılar ve sonunda bir de zevci başkan çıkardılar. Hiç terörist olup dağlara çıkmayı düşünmediler. Çünkü aldıkları az da olsa eğitim, güçlü aile bağları ve her ne kadar zaman zaman hata yapsa da kararlı ve ölçülü olan Amerikalı başkanların politikaları buna engel oldu. Protestostoları ve destek arayışları hem çok ölçülü hem de yerine giden mesajlar şeklindeydi. 1968 Meksika olimpiyatlarında 1. ve 3. olan 2 Amerikalı atlet Tommie Smith ve John Carlos siyah eldiven takarak kürsüye çıktılar. İkinci olan Avustralyalı atlet Peter Norman da onları desteklemek için gösüne insan hakları amblemi taktı: http://en.wikipedia.org/wiki/1968_Olympics_Black_Power_salute

Bu protesto ile beraber her 3 atletin de geleceği karardı ama bu asla unutulmadılar. Peter Norman 2006 yılında öldüğünde Amerikalı atletler onun cenazesine katıldılar ve Amerikan Atletizm Federasyonu öldüğü günü “Peter Norman Day” olarak kabul etti: http://en.wikipedia.org/wiki/Peter_Norman

Ünlü basketbolçu Magic Johnson, 1994 yılında Los Angeles’daki fakir mahallelerinden başlayarak çok önemli yatırımlar yapmaya başladı: http://www.laweekly.com/2010-11-25/news/a-magic-johnson-theatre-era-ends/ Açtığı sinema kompleksleri düşük gelir grupları için çok önemli eğlence olanağı ayarattığı gibi, başarılı bir zenci’nin bunu yapması onlar için gurur kaynağı oldu. Harlem’e açtığı sinema sonrası Old Navy, Disney ve HMV gibi önemli markalar da Harlem’e taşınmaya başladı.

Gelir düzeyinin ve ekonomik gücün yükselmesi ile suç işleme arasında ters orantı olduğu aşikar. Önemli olan suçu engeleyecek unsurlardan biri olan eğitimin bireyleri geliştirecek şekilde olması; onların beyinlerini yıkayacak şekilde değil.

Bültene katılın.