Yayınlanma Tarihi: 7 Nisan 2014Kategoriler: Haberler, Konferanslar ve Jüri Üyelikleri

2010-11-04-02_Ecomonist Conferances

Sabah Hürriyet Gazetesi’nde bir haber vardı. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ‘kentsel rantlar’ın kamuyla paylaşılması için çalışma başlattıklarını söyledi. Yılmaz’a göre, buradan gelecek kaynak yerel yönetimlere ya da merkeze aktarılabilir. Bence çok geç kalmış ama akıllıca bir uygulama başlatılacak.

The Economist‘in 4 Kasım 2010 tarihinde düzenlediği ve Bakanlar seviyesinde konuşmacı katılımı olduğu “Turkey in Transformation” konferansında ben de bir konuşma yapmıştım. Konuşmamın Konusu: “Türkiye’nin İnovasyon Potansiyali ve Fonlanması” ydı. (Bu konuşmamın metnini indirmek için Tıklayınız).

Konuşmamın özeti aslında şöyleydi:
1) İnovasyon ekonomik büyüme motorudur,
2) Bir ülkenin gelişiminde Silikon Vadisi benzeri girişimlerin ve Girişim Fonları’nın çok önemi vardır,
3) Teknolojik büyümede Devlet/Kamu işin neresinde olmalıdır?
4) Ekosistem Nasıl yaratılır?
5) Devlet Ekosistemi nasıl fonlamalıdır?
5.1.) Sadece İstanbul’daki emlak rantı 100 milyar USD’lerle ifade ediliyorsa ve bunda genişleyen şehri düzenlemek için Belediyenin imar yapısı ile oynamasının etkisi varsa, Belediyenin bunun karşılığını alması gerekir,
5.2.) “Karşılık”ın adı halk dilinde “Şerefiye”, hukuk dilinde ise DAP (Değer Artış Payı)’tır,
3194 sayılı İmar Kanunun 8. maddesine yapılacak Ek madde 4 ile: Özel hukuk gerçek ve tüzel kişilerine ait parseli kapsayan imar planında parsel malikinin isteği üzerine veya re’sen yapılan herhangi bir değişikliğin parselin değerinde bir artış oluşturması halinde, artan kısmın %25’i, planın askıdan indirilmesinden veya askıdayken itiraz yapılırsa itirazın karara bağlanmasından sonra parsel maliki tarafından, DAP (Değer Artış Payı) olarak ilgili idareye nakden ödenir. İlgili idare Büyükşehir belediyesi sınırları içinde sadece Büyükşehir belediyesi olarak kabul edilir.
5.3.) DAP (Değer Artış Payı) ilgili Büyükşehir belediyesi tarafından toplandıktan sonra 1 ay içinde parselin bulunduğu ilçe veya ilk kademe belediyeye belirli bir oranda yüzdeyi (%) aktarmalıdır,
5.4.) Geri kalan miktardan da belirli bir oranda yüzdeyi (%) “Ulusal Girişimcilik Fonu”na aktarmalı,
5.5.) Gene belirli bir yüzdeyi (%) de “Uluslararası Teknoloji Transfer Fonu”na aktarmalıdır.
5.6.) Bir kuru yemişçi KOBİ olarak belki 3 kişiye iş imkanı yaratırken, Prof. Dr. Arman Kırım’ın tabiriyle Yüksek Büyüme Tempolu Yeni Girişimci (İnnovasyona ve innovasyon sektörlerine odaklı olan, finansmanı da, erişim hedefi de ‘küresel’ olan, bilim ve teknolojiyle evrensel pazarlama becerilerine dayalı bir girişimcilik) ülkenin gelişimine büyük katkı sağlayacaktır.

Yani 3194 sayılı İmar Kanunun 8. maddesine yapılacak Ek madde 4’ü bile bu konuşmamda söylemiştim. Bu konuda bana destek olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Mesut Pektaş‘a tekrar teşekkür ediyorum.

Herkes bir şekilde Türkiye’nin “Cari Açığı” ile ilgili konuşuyor. “Faiz Lobisi” gibi konuların kaynağı da bu. ama anlamlı öneri getirelemediği gibi bunun Kamu boyutundaki yansıması göz ardı ediliyor. Benim bu konuşmam “neden-nasıl-sonuç” ilişkisini çok iyi ortaya koymuştu ama ne yazık ki o konuşmadaki 2 Bakanımız belki de beni desteklemelerine rağmen konu Hükümette tam 3 yıl 6 ay sonra gündeme geldi.

Bültene katılın.