Türkiye’nin son dönemdeki çıkışlarıyla gerçek dostlarını ayır edemediği kanısındayım. Elbette dost ülke olmayabilir. Ama en azından zarar gelmesi çok az muhtemel olan ülkeler var dünyada. Bunlardan biri Japonya’dır. ABD ile çıkarlarımızı paralel tuttuğumuz sürece o da dost ülke sınıfındadır. Ama Amerika ile çıkarlarımız Rusya ile sınırımız olması nedeniyle hep çatıştı. İŞİD konusundaki politikamız baştan beri güven vermedi. Çok karar ve yön değiştirdik. Sonra şımarık çocuk gibi istekler ve tehditlere başladık. İş Rusya’dan S-400 savunma sistemi alma ihtimaline kadar gitti. Şangay Beşlisi gibi bir yapının içinde yer almak bize ne kazandırır ancak yaşayarak anlanır ama “Müzakere” sistematiğine sahip olmayan ülkelerden oluşan masada oynanan pokerdeki 5 benzemez’den Flash Royale çıkmayacağı kesindir.
Japonya ile Big Brother sorunumuz yok. Sınırımız da yok. Enerji bağımlılığımız da yok. İşin ilginç yanı Japonlar, şımarık Avrupalılar gibi siyaseten bir ülkeye asla karışmak istemiyorlar.
Durum böyleyken Japonlar Türkiye hakkında ne düşünüyor? Bugün Japon Dışişleri Bakanlığını Diplomatik kimliğimle ziyaret ettim. Onların görüşlerini aldım. İnanın o kadar mutlu oldum ki anlatamam. Çünkü Japonlar FETÖ konusunda bizimle hemfikir. Türkiye’nin müthiş bir geleceği olduğunu söylüyorlar. Siyaseten hiç fikir yürütmüyorlar.
Aması var tabii. OHAL sonrası Türkiye’ye Japonya’dan giden firma sayısının azaldığını söylüyorlar. OHAL’in Türki ekonomisi üzerinde büyük bir engel olduğunu söylüyorlar. OHAL’e siyasi değil ekonomik olarak bakıp, bizi bir dost olarak uyarıyorlar.
OHAL Türkiye için öncelikle siyasi ama dostlarımız açısından bakıldığında ekonomik yönünün gözden kaçırılmaması gerektiği anlaşılıyor.
Umarım Türkiye önemli bir yol ayrımında olduğunu ve yaşamakta olduğumuz ekonomik oynaklığın sadece dünyadan kaynaklamadığını anlar ve gerekli önlemleri alır. Bu tabi Sayın Bakan’ın kararsız AK Parti tabanını sevindirmek için sözsel olarak yaptığı Ben OHAL İstemiyorum Kardeşim! çıkışı ile sınırla kalmaz.