Yayınlanma Tarihi: 29 Nisan 2010Kategoriler: Haberler

iPad_20100429Konferanslarımda bana sorulmadan cevap veriyorum: Hobim, patente dönüşebilecek insan yaşamını kolaylaştıracak ürünler tasarlamak. Bunu da tek başıma yapmıyorum tabii ki. Geçmiş yıllarda arkadaşlarımla hafta sonları tasarıma oldukça zaman harcarken şimdi ayda birkaç kez bir araya gelerek bu çalışmaları yapıyoruz. Yuvarlak Buzdolabı konusunda oldukça patentimiz var: https://www.alphanmanas.com/?p=102 Buzdolabı yıllardır ellenmemiş bir ürün. Soğutma sistemi zaten tam bir komedi. Bir buzdolabının arkasına baktığınızda madalyonun öbür yüzünü görüyorsunuz. İster yeni, ister eski, ister pahalı, ister ucuz: hepsi aynı. İç tasarımı da çok farklı değil. Biz gelecek için buzdolabı tasarlarken önce kullanılacak teknolojilerin üzerinden gittik.

Buzdolabı RF-ID teknolojisini mutlaka içermeliydi. Ama RF-ID’ye bir geçiş süreci yaşanacağı buzdolabı içine yerleştireceğimiz okuyucuların iki fonksiyonlu olması gerekiyordu (RF-ID okuyucu ve Kamera). Yani hem RF-ID etiket okuyacaktı, hem de son kullanma tarihini fotoğraf olarak çekip karakter tanıma yapacaktı. Ben bir türlü RF-ID etiketlerin tahminlere paralel bir hızda çıkabileceğine inanmıyordum. Sizinle Frontline Magazine’de 15 Kasım 2001 tarihinde RF-ID’nin yaygınlaşması ile ilgili çıkan (haberi paylaşıyorum.) Boston merkezli AMR adlı araştırma firması 2006 yılında RF-ID etiketlerin üretiminin 15 milyarı bulması halinde fiyatlarının 5 cent’e düşeceğini söylemiş. Aslında bir şey söylememiş sayılır kendileri. Onu biz de söyleriz: Bir üründen çok üretilirse fiyatı düşer. Ama AMR’ın asıl kaçırdığı nokta 2010 yılına geldiğimizde RF-ID etiketlerin fiyatlarının hala yüksek olduğu ve ürünlerin üzerine konabilecek fiyat eşiğini yakalayamadığı. Sonuçta RF-ID konusunda da tavuk-yumurta dilemması devam ediyor: Fiyatları pahalı olduğu az talep var. Az talep olduğu için fiyatları pahalı.

İkinci önemli konu buzdolabının kontrol ünitesiydi. Arkadaşlarım buzdolabı içine yerleştirilecek bir ekran ve endüstriyel bilgisayar olması gerektiğini söylediler. Bense farklı düşünüyordum. Çünkü bilgisayar teknolojisi 2 yılda bir gelişme gösterirken buzdolabı on kat daha bir zamanda gelişme gösterebilirdi. Dolayısı ile oraya konacak bilgisayar taşınabilir olmalıydı.

Tablet PC’nin geçmişi 1888 yılında Elisha Gray tarafından alınan bir patent ile başlamıştır: http://www.islate-apps.net/ Ama piyasada satılabilir MS-DOS işletim sistemi tabanlı ilk kalem tabanlı bilgisayar 1989 yılında  GRID firması tarafından (geliştirilmişti.) Apple, Newton kalem tabanlı bilgisayarını Ağustos 1993 yılında piyasaya sürdüğünde ABD’de satın alan ilk 1,000 kişiden birinin ben olduğumu seri numarasından biliyorum. Bu çalışmaların tümü aslında Microsoft’un 2001 yılında Las Vegas CSE (Consumer Electronics Show) da bizzat Bill Gates tarafından duyurduğu Tablet PC ile güçlendi.

Yuvarlak buzdolabına koymak istediğimiz kalem tabanlı (dokunmatik) bilgisayar için bir ebat belirledik. Patent çalışmamızın üstünden tam 10 yıl geçti ve çok ilginçtir ki Apple iPad en ve boy olarak bizim buzdolabı üstünde kalem tabanlı bilgisayar için ayırdığımız ebatlara neredeyse birebir (derinlik iPad’de çok daha az) bir ürün çıkardı.

Ben konu açıldığı her yerde söylüyorum: Allah Steve Jobs’a uzun ömür versin. Çünkü dünyadaki gelecek trendlerini kendisi belirliyor. O bir ürünün gerçek çıkışını ne zaman hissederse o zaman çıkış gerçekleşiyor. 1888 yılında başlayan kalem tabanlı bilgisayar (Tablet PC) yolculuğunda son noktayı gene Steve Jobs koymuş oldu. Ayıptır söylemesi, biz de bunun olacağını 10 yıl öncesinden tahmin etmiş olduk. (Yuvarlak Buzdolabı Bilgisayarı vs iPad Görselleri)

Bültene katılın.