
Dragons’ Den ile beraber Internet’e dönüş yaptım. Bunda sevgili Nevzat Aydın’a olan güvenimin çok büyük etkisi var. Çünkü aradan geçen onca yıldaki gelişmeleri günü gününe takip etmem mümkün olmadı. Onun yönlendirmesi ile sosyal paylaşım sitesi Inploid’e yatırım yaptık. Şirkete yatırım yaptığımızda çok çalışkan ortaklar ve biraz da proje vardı. Ama Temmuz başında yeni sürüm çıktı ve bu sürümden çok memnun kaldık. Bu sürüme ulaşırken kullanıcıların tüm önerilerini dikkate aldık. Sizlere tavsiye diyorum www.inploid.com a lütfen girin ve kullanın. Pişman olmayacaksınız.
Son 2 haftamı Kanada ve ABD’de bolca seyahat ederek geçirdim. Bu ülkelerin en büyük avantajı sizi inanılmaz motive ediyor olmaları. Her an okumak, öğrenmek, bir şeyler yapma işgüdüsü(!) ile hareket ediyorsunuz. Bende bu kervana katılıp ilginç iş bağlantıları yaptım. Bunları daha sonra sizlere açıklayacağım. Ama konumuz internet’ten açılmışken okuduğum birçok dergi ve gazete ile seyrettiğim tartışma programlarından edindiğim bilgileri yorumlayarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
Facebook hakkında dedikodular artmış durumda. Deniyor ki “kullanıcı sayısındaki artış azaldı”. Amerika nüfusu 307 milyon. Bunun 216 milyonu internet kullanıcısı. Facebook bunun %72’sine erişmiş durumda. Yahu adamlar daha fazla ne yapsın ki kardeşim. Kalan %28’inin internet kullanıcısı olması, arada sırada maillerine bakıyor olması, Facebook’u rahatlıkla kullanabileceği anlamı taşımıyor. Öylesine ki Facebook hakkındaki kullanıcı yorumlarına baktığınızda birçoğu kullanıcı bilgisizliğiyle bağlantılı. Ben çok iyi bir kullanıcıyım. 6,500 civarında arkadaşım var. Bende kayıtlı olan herkesi kategori altında tutuyorum. Bilgi paylaşımım da ona göre oluyor. Facebook’un yapması gereken çok şey daha var ve eminim onlar da bunları görüp yeni sürümler çıkarmak için uğraşıyorlardır. İşte size örnek: Video Arama. Şimdi hem Facebook hem de Google aynı anda bu çalışmaya başlıyorlar. Ben Facebook’un bunda inanılmaz bir başarı elde edeceğini düşünüyorum. Zaten bundan sonra kullanıcı sayısındaki artışı sağlamak yerine kullanıcıların site’de geçirdiği zamanı arttırıp onları tek gelir kaynağı olan reklamlara yöneltebilmek. Ayrıca yakında gelir elde edecekleri yeni kaynaklar oluşturacaklardır. Facebook’un yeni servisleri arttıkça kullanıcıların da ayrıca eğitilmesi gerekecek. Çünkü özellikle Y kuşağı bu tür yeniliklere adapte olmakta zorlanmaya başladı.
Konu video arama’dan açılmışken Skype’dan bahsetmemek yanlış olur. Skype’ı Mayıs ayında Microsoft 8.5 milyar USD’ye satın aldı. Yani 2010 cirosunun 10 katı ve kâr’ının 400 katına. Böyle bir satış için benim diyebilecek bir şeyim yok. Facebook ve Google’ın niye video arama’ya bu kadar yüklendiğini şimdi görüyoruz. Peki Google’ın piyasa değeri ne kadar? İnanın Boeing ve Ford’dan fazla (Geçen hafta Boeing fabrikasını gezdim. Habertürk’ten sevgili Gülin Yıldırımkaya Boeing hakkındaki yorumlarımı kendi köşesinde yayınladıktan sonra sizlerle paylaşacağım). Bence bu değer gerçekten çok şişirilmiş gibi geliyor. Twitter için biçilen değer 7.7 milyar USD ve 20 Mayıs’ta halka açılan LinkedIn ise 9.7 milyar USD’den değerleniyor. Ki bu değer ile mikroişlemci üreticisi AMD-American Micro Devices (2010’u yaklaşık 4.5 milyar ciro ile kapatan ve mikro-işlemci pazarının %11.4’üne sahip olan, kişisel bilgisayarlar için işlemci ve grafik işlemcileri üeten)’ın bile piyasa değerini geçmiştir. Peki bu rakamları yukarı çeken faktörler neler oraya bakalım. Sanırım bu sefer sahnede Ruslar ve Çinliler var. Ruslar kendi ülkeleri dışındaki internet start-up’larına fütursuzca yatırım yapıyorlar. Gerçi Haziran başında Rus arama motoru Yandex 1.3 milyar USD ile Nasdaq’da halka açıldı. Çinliler ise kendi ülkelerindeki start-up’ları inanılmaz destekliyor. Renren ve Youku bunlardan birkaçı. Çin’de “abi 10 satır kod yazdık, süper bir proje olacak” diyen firmanın değeri 15-20 milyon USD’den başlıyor. Durum böyle olunca Çin’deki emlak balonu gibi internet balonu da büyümeye başlıyor.
Balon patlar mı bilinmez ama 2000’deki balondan biraz farklı olarak ortada cirosu ve karlılığı olan ama değerlemesi biraz fazla olan şirketler oluştu. Yani başka bir deyişle 2000’li yılların Webvan.com gibi zamanından önce öten ve cirosuz şirketleri yerine Groupon gibi ciro ve karlılığı olan şirketleri var yaşamımızda. Çünkü insanların internet’e olan güveni ve kullanım alışkanlıkları hem arttı, hem de mobil servislerin yaşamımıza girmesiyle on-line iş halletme kolaylığı ortaya çıktı. Ayrıca halka açılmalardaki (IPO) sayı farkına bakarsak, ipin ucunun kaçmaya başladığı 1998 yılında 250 teknoloji şirketi halka açılmış (tüm IPO’ların içinde %19 pay) iken 2010 yılında bu rakam sadece 57 (tüm IPO’ların içinde %32 pay). Peki tüm bu bilgilerden çıkarılacak ders nedir? İyi internet şirketi yaratıp, Rus abileri ortak edip, ABD’de IPO yapmak.
