Yayınlanma Tarihi: 6 Haziran 2008Kategoriler: Haberler

Geleceğin Donanma Araçları İçin Gerekler: Kompozit Gövde, Multi-Hull ve Kompozit SuJet’leri

Bugüne kadar yapmış olduğumuz yatırımlarımız temel olarak inovasyon ve pazarı herkesten önce yakalama üzerine kurulu olmuştur. İnovasyon ayrıca, ürünün patentlerle korunması, rakiplerin giriş bariyerinin yüksek olması veya münhasırlık ile birleştiğinde başarı şansı çok artıyor. Bugün İstanbul da “Deniz Taksi” gündemde üst sıralarda bulunuyor ve ilgi çekiyor. Nedeni ise gerçek bir ihtiyacı anlamış olmak, ona uygun çözümü oluşturmak ve siyasi otoritenin desteğini sağlamak.

Deniz Taksi’nin geçmişi çok eskilere dayansa da yatırım yapmış olduğumuz “Deniz Taşımacılığı Teknolojileri ve Hizmetleri” alanı gene rakiplerimizden çok farklı bir bakış açısını yansıtıyor. 2004 yılı sonunda Labranda “Denizcilik ve Kompozit Malzeme Üretim A.Ş.” ünvanı ile kuruldu. Bundan 4 yıl önce Türkiye de “Kompozit” adı pek duyulmazdı. Biz o yıllarda kompozit teknolojisini araştırmaya başladık. Herkesten bir adım ötede olmak için ABD Florida merkezli ApexJet SuJeti firmasını 2006 yılında satın aldık. Amacımız pervane’den daha verimli, daha hızlı ve daha hafif bir itiş sistemi yaratmaktı. ApexJet de “Kompozit” bazlıydı ve çelikten üretim yapan tüm rakiplerinden %75 daha hafifdi. Denizcilik Müsteşarlığı için yapmış olduğumuz “Harbor Master-Liman Kontrol” teknelerinde test edilen ApexJet, hız olarak aynı devirde %30 daha büyük bir verim ve yakıt tasarrufu sağladı. Öylesine ki bu deneme 30 metrelik bir hücumbotta yapılmış olsaydı, sadece kullanmış olduğumuz ApexJet SuJeti rakipleri 3 ton ağırlıkta iken kendisi 500-750 Kg. civarında olacaktı.

Durum denizde böyle iken, havada kompozit konusunda çok daha fazla yol kat edilmiş durumda. Yeni nesil Boeing yolcu uçağı Boeing-787’in gövde ve kanat dahil tüm parçalarının %50’den fazlası  kompozit malzeme’den yapılıyor. Havacılık endüstrisi bir şeyi enine boyuna debeyip test etmeden asla kullanmaz.

Geçen yıl kompozit teknolojisi ile 30 metre yolcu feribotu üretip yıllık yaklaşık %40 yakıt tasarrufu sağlayacak bir çözüm üzerinde çalışırken, artan petrol fiyatları bu yıldan itibaren “kompozit” konusunun çok daha fazla önemli olacağını göstermiştir.

Labranda kurulduğundan beri geliştirdiği alt yapı ve tecrübe tümüyle Multi Hull (Katamaran, TriMaran, Wave Piercing Katamaran vs) üzerine yoğunlaşmış durumda. Bütün bu tecrübeleri bir araya getirdiğimizde dünya da ne yapılabilir diye baktığımızda karşımıza M80 Stiletto çıkıyor.

Savunma Sanayi tüm sektörler için öncü olduğunu çoğumuz biliyoruz. Yüksek Ar-Ge bütçeleri sayesinde geliştirilen ürünler daha sonra endüstri de yerini alıyor. 5 Şubat 2006 da denize indirilen M80 Stiletto Teknesi yeni nesil askeri gemiler hakkında bir takım ipuçları verdi. Sığ sularda bile 50 knot hızla seyir imkanı sağlayan yüksek stabiliteli, devrim yaratan Kompozit (karbon fiber) yapısı, gövdesi ve sahip olduğu muhteşem radar görünmezlik (stealth) özelliği, Pentagon Kuvvet Dönüşümü Dairesince yürütülen operasyonel bir çalışma olan Stilleto’nun savaş gücünün bir parçasını oluşturuyor. Geliştirilmesi ve inşası 12.5 milyon Amerikan dolarına mal olan yaklaşık 27 metre (88ft) boyundaki bu gemi, 500 deniz millik bir menzil içinde 37 ton yükün hızla nakledilebilmesi imkanını veriyor. Patentli M-gövde tasarımı, hidrostatik, hidrodinamik ve aerostatik kaldırma modları arasında otomatik ve verimli bir geçişle etkin bir hava yastığı yaratarak muhteşem stabilitesiyle yüksek hızlarda konforlu bir seyir sağlıyor ve 2.5 metrelik botlardan 60 metrelik teknelere kadar geniş bir yelpazedeki denizcilik uygulamalarında muazzam bir gelecek vaat ediyor. Stiletto 1,650 beygir gücünde dört adet Caterpillar motora sahip ve 50 knotu (saatte 60 mil) aşan maksimum süratine yaklaşırken bile konforlu bir seyir sağlıyor.

90 santimetreden daha düşük bir drafta sahip Stiletto üç kişilik personel tarafından idare ediliyor ve 12 adet Birleşik Devletler Deniz, Hava ve Kara (SEAL) komandosunu, 11 metrelik sert gövdeli bir şişme botu (RHIB) ve Manta veya Silver Wing tipi bir adet insansız hava aracını (UAV) taşıyabiliyor.

M80 Stiletto hamlesi OFT tarafından coğrafi olarak dağınık şekilde konuşlandırılmış ancak birbirleri ile bağlantılı, otonom ve yarı otonom askeri güçlerin komuta kontrol özelliklerini keşfetmek amacıyla gerçekleştirilen Wolf PAC Dağınık Operasyonlar Deneyiminin bir parçası ve Amerika Birleşik Devletleri Özel Harekatlar Komutanlığı ile işbirliği içinde yürütülüyor. Savunma Bakanlığının ortaya koyduğu bu yeni operasyon anlayışı, gelecekte ortaya çıkması öngörülen dağınık tehdit unsurlarına bir cevap niteliği taşıyor.

Stiletto projesinin şefi Gregory Glaros, M80 Stiletto’nun konvansiyonel gemilere kıyasla daha düşük maliyetlerle inşa edilebilen, kıyılarda veya kıyılara yakın iç bölgelerdeki sığ sularda kullanım için özel tasarlanmış çok sayıda küçük, hızlı ve birbiriyle bağlantılı gemiden oluşan daha esnek bir kuvvet vizyonunun parçası olduğunu belirtiyor.

Gövde tasarımı, zorlu şartlarda yüksek hızlı ve akıcı bir seyir için (kanatlara) foillere veya yardımcı kaldırma araçlarına ihtiyaç duymuyor. M80 stilettonun çok düşük bir drafta sahip olması onun nehir benzeri ortamlarda seyredebilmesi ve çıkarma harekâtlarında da kullanılabilmesi anlamına geliyor.

M Ship Co. kurucu ortağı Bill Burns; “M-gövde formu yalnızca maksimum sürati artıran doğal bir yüzey etkisi oluşturmakla kalmıyor aynı zamanda burun dalgasının enerjisini kullanarak aracın bıraktığı kuyruk izinin azalmasını sağlıyor” diyor ve askerlerin benzer tasarıma sahip 12 metrelik ve 36.5 metrelik teknelerle de ilgilendiğinin altını çiziyor. “Bu tasarım teknenin hem hızının hem de manevra yeteneğinin artmasını sağlıyor çünkü tekne çok yüksek hızlı dönüş manevralarında bile kıçtan suya batmıyor, düz kalıyor. Teknenin özgün tasarımı aracın radar profilini de düşürüyor.”

M80’in bir başka dikkat çekici özelliği ise ABD donanmasının daha hafif ve son derece dayanıklı bir gövdenin elde edilmesini sağlayan karbon fiber kompozit malzemeler ve epoksili inşa teknikleriyle üretilmiş en büyük su üstü aracı olması.

Bültene katılın.