Bir ara Futbol maçlarında çizgiyi geçmesine rağmen sayılmayan veya geçmese de sayılan goller yüzünden canları yanan takımları görünce isyan etmiştim. 30 yıllık teknoloji tecrübem, çözümün teknolojide olmadığını, kararda olduğunu söylüyordu. Bu konuda Melis Alphan ile 8 Mart 2009’da Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan bir röportaj yaptık. (Röportaj için Tıklayınız) Söylediğim şuydu: “Bugün elimizde pozisyon tartışmalarını ortadan kaldıracak teknoloji var. Kalenin içine iki kamera koymaya bakar. Ama FIFA yaşlı ve teknolojiden uzak bir kurum. Yenilikleri hayata geçiremiyor. Bunun yerine iki çizgi hakemi daha alıyor”.
Melis Alphan, benim yorumuma karşılık aynı soruyu (kendi deyimiyle) futbol aleminin kralı Cem Dizdar‘a soruyor. Dizdar’a göre söz konusu futbol olduğunda, oyundaki kusursuzluk arayışı aynı zamanda oyunu yok eden bir şey: “Teknoloji futbolun ruhunu öldürür çünkü futbol aynı zamanda bir hata oyunu, terleme oyunu. İzlerken tribünde terlersin. Çipli toplar, kameralı sistemler oyunu öldürdüğü gibi taraftarı da eve hapseder. Maça gitmesi için neden kalmaz. Futbol zaten adil değil. Bütün coşkusu da adil olmamasından geliyor. İki takım karşılaşıyor; biri bir milyon dolarlık, diğeri 10 milyon dolarlık adamla oynuyor. Ama güçsüz takım da kazanabiliyor. Bu mucize de bizi iyi hissettiriyor. Teknoloji bizi iyi hissettirmez oysa.”
5 yıl önce, 23 Kasım 2008 tarihinde kendi bloğumda “Futbol Takımlarına, Seyircisine, Hakeme Yazık Oluyor” diye bir yazı yazdım (Blog yazısı için Tıklayınız) ve şunları söyledim: “FIFA bundan 3 yıl önce topun gol çizgisini geçip geçmediğini değerlendirmek için “Smartball Projesi”ni hayata geçirmeye karar verdi. (İlgili haber için Tıklayınız) Ben o zaman bu haberi gördüğümde “Zavallı FIFA” dedim. Çünkü siz futbol topu içine RF-ID çip koyacaksınız ve kale çizgisindeki okuyucu topun kaleyi tam terk edip terk etmediğini anlayacak. RF-ID okuyucunun topun en uç noktasının kale çizgisini tam geçtiğini anlaması ne yazık ki mümkün değil. Ama abiler denemek istediler. BBC falan da işin peşine takıldı. Bu yıl 7 Mart’ta İskoçya’nın Gleneagles şehrinde yapılan FIFA yıllık toplantısında bu denemeden vazgeçtiklerini ve onun yerine 2 hakem daha koyarak pozisyonları daha yakından izleme kararı aldılar. Bu projenin başlama tarihi ise ne yazık ki belli olmadı. (Karar bilgisi için Tıklayınız)
Ben iddia ediyorum ki bu sorunu çok daha basit bir teknoloji ile ve 1 tane bilgisayar kullanıcısı hakem ile çözülür. Buna ben bile talip olabilirim. Hem de maçı durdurmanıza gerek kalmadan. Madem FIFA 2 yeni hakemi göze alıyor, 1 hakem ile halletmek daha da işlerine gelir.”
Gerçi Carios GLT (Gol Çizgisi Tekonolojisi) System’i RF-ID’den ziyade “Manyetik Grid” ile sorunu çözüyordu ama pahalı ve karmaşıktı. Bir başka çözüm olan Hawk Eye’ın maliyetine 28 Mart 2013 de vurgu yapan Platini “Şampiyonlar Ligi ya da UEFA Avrupa Ligi’nde bu teknolojiyi uygulamaya kalksak toplam 78 stadyum için ilk aşamada 32 milyon euro harcamamız gerekir” diye konuşmuştu. Kapanışta ise: “40 yılda bir olacak hatalar için pahalı bir teknoloji getirmek gereksiz” dedi. (Platini’nin sözleri için Tıklayınız) Haklıydı. Çünkü 280 stadyuma bu teknolojiyi yerleştirmek 5 yıl için 54 milyon Euro’ya mal olacaktı. Bir diğer lisanslı firma ise ise “İndüktif Teknolojisini” (Bilgi için Tıklayınız) kullanıyordu.
Sonuçta FİFA kararını verdi. (Karar için Tıklayınız) Sistem, Avrupa’da tartışılmaya devam ede dursun, FIFA’dan yapılan basın açıklamasında “Gol Çizgisi Tekonolojisi”nin Brezilya’daki 2013 Konfederasyon Kupası ve 2014’teki Dünya Futbol Şampiyonası’nda hayata geçirilip, maçların oynanacağı tüm stadyumlara söz konusu sistemin kurulması planlanıyor.
UEFA Başkanı Michel Platini, daha önce yaptığı bir açıklamada “Futbolda teknolojinin kullanımına her zaman karşı oldum. Bu nedenle Avrupa’daki turnuvalarda gol çizgisi teknolojisi olmayacak“ demişti. “Yaşlı ve Teknolojiden Uzak Avrupa” bu olsa gerek.
Benim görüşüm 5 yıl içinde dünyada stadların birçoğuna kamera bazlı Gol Çizgisi Tekonolojisi konacağıdır. Çünkü çizgi hakemi görüyorsa kamera çok daha hızlı görür ve bildirir. Pahalı olması da gerekmez.