Amerika başkan yardımcısı Dick Cheney’nin ülkemize Mart 2008’de yaptığı ziyaretin sınır ötesi operasyon ve Kuzey Irakta asker konuşlandırılması olarak gösterildiğini halbuki asıl nedenin Bor madenimizi ele geçirmek olduğunu gösteren e-mailler aldık çoğumuz. Hem de bunlara aracılık edenler üniversite mezunu, mevki sahibi, dünyadan oldukça haberdar arkadaşlarımızdı.
Konu basitti. Bor ile çalışan araba yapılmıştı ve bununla ilgili 600 patent vardı. Amerikalılar Bor yataklarımızı ucuza kapatacaklardı. Yeni yakıt Bor ile ABD gene dünyaya meydan okumaya devam edecekti.
Gerçekte konu şuydu. Chrysler 2001 yılı sonunda Millenium Cell firması ile beraber Grand Voyager tipi minivan ile Sodyum Bor Hidrit kullanarak hidrojen yakıt pili kullanarak bir depo yakıt ile yaklaşık 500 km gitmeyi başarmışlardı: http://findarticles.com/p/articles/mi_m0EIN/is_2001_Dec_12/ai_80752558 DaimlerChyrysler tarafında projenin başında yakın tanıştığım Ar-Ge’den sorumlu başkan yardımcısı olan Thomas Moore bulunuyordu (Ben daha sonra hikayenin devamını kendisinden dinlemiştim). Her iki şirket biraz da gaza gelerek projenin geleceği ile ilgili olarak biraz da ümitli konuşmuşlardı. Sonra bu projeden ses seda çıkmadı. Ama üretmek yerine tek bir madenle hem ülkenin tüm borçlarını kapayacak, hem de zengin olacak olan bazı Türk vatandaşları hikayeyi oradan alıp şehir efsanesine dönüştürdüler.
Ne mi oldu? Bu projeyi gerçekleştiren 2 firmadan DaimlerChrysler de Daimler ve Chrysler ayrıldılar. Chyrsler bir fon tarafından satın alındı. Projenin kalbini gerçekleştiren Nasdaq da halka açık olan MilleniumCell firması ise 21 Temmuz 2008 de iflas koruma programına başvuracaklarını ve şirketi kapatacaklarını açıkladı: http://media.cleantech.com/3141/millennium-cell-goes-under
Peki, şimdi bizim şehir efsanesi egomuz nereden beslenecek? Biz gene bir şeyler buluruz. Daha Toryum var sırada. Haydi hayırlısı.