Yayınlanma Tarihi: 26 Haziran 2010Kategoriler: Haberler

2010-06-24_Hürriyet_Savunma Sanayimiz (Short)Çok değil sadece 2 önceki yazımda söyledim: https://www.alphanmanas.com/?p=835 Bu ülkede savunma sanayii’nin devleri Aselsan, TUSAŞ, Roketsan ve Havelsan gibi firmalar ne yazık ki inanılmaz hantal hale gelmişlerdir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) bunu gördüğü için, bu firmalara ivme kazandırmak için zorunlu şekilde kendi alanlarında yetenekleri olan alt yüklenici firmalar oluşturmaya itmiştir. Ama oluşturulan alt yüklenicilere para kazandırmamayı bir strateji olarak benimseyen bu firmalar alt yüklenicileri ne öldürmekteler, ne de büyümelerine izin vermekteler.

Brightwell yatırımlarından olan ve sonra MBO yöntemi ile (hem yönetici hem de küçük ortaklara satış) çıkış gerçekleştirdiğimiz Pavo http://www.brightwell.com.tr/pavo.asp yönetim kurulu başkanı sıfatı ile yukarıda adı geçen firmalardan birinin genel müdürü ile yaptığımız bir toplantıda bana “Alphan bey, biz sizin çok büyümenizi ve bize rakip olmanızı istemeyiz” demişti. Yani benim iş anayasam ile tümüyle ters olan bir beklenti vardı benden ve o gün Pavo benim için bitti. Savunma Sanayi Müsteşarımız sayın Murad Bayar Savunma Teknolojileri (SAVTEK) Kongresi açılışındaki konuşmasında söyledikleri 24 Haziran 2010 tarihinde Hürriyet gazetesinde yer aldı: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/15119133.asp “Artık sonucu sorgulamamız gerekiyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerine ne veriyoruz ve onların hangi problemlerine çözüm sağlıyoruz ve bunu dünya standardlarında yapabiliyor muyuz?”. “Kendimiz yaptık diye övünüyoruz, gururlanıyoruz ama bu hangi probleme çözüm getiriyor?”

Sayın Bayar ağzına sağlık. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı olan Aselsan, TUSAŞ, Roketsan ve Havelsan, Türkiye’nin en büyük savunma sanayi firmaları. Bu firmalardaki yönetim kurulları ordu mensuplarından oluşuyor. Yönetimler özel şirketlerin aksine çok uzun süre görevde kalıyorlar. Alıcı ve satıcı da Türk Silahlı Kuvvetleri olunca ortada bir koruma kalkanı oluşuyor, ayrıca rekabet ortamı sağlanmamış oluyor. Koruma kalkanı yüzünden bu ülkenin firmaları yıllarca rekabetçi olamadılar. Daha şimdi yavaş yavaş bu işi öğrenmeye başladılar. Bu durumun sürmesi halinde Türkiye’nin askeri teknoloji geliştirmesi gerçekten zordur.

TUSAŞ ile Eclipse Aviation’ın satın alınması esnasında yakın temasım olmuştu. Bazı konuşma ve bilgiler gizlilik derecesinde olduğu için sizlerle paylaşmam imkansız ama basit bir deyişle, eğer TUSAŞ kağnı hızında olmasaydı, yani hızlı hareket edebilecek bir mekanizma ile yönetilmiş olsaydı Türkiye uçak teknolojisine 2009 yılında sahip olacaktı.

Yeni moda ya, herkes askerlere yükleniyor. Benim böyle bir amacım yok. OYAK (Ordu Yardımlaşma Kurumu)’a bir bakalım. Başında Coşkun Ulusoy var. Peki OYAK niye çok başarılı? Çünkü dışarıdan atanmış profosyonellerce yönetiliyor. Halbuki adı geçen tüm firmaların başında mühendisler var. Mühendis yöneticiler, hele iş hayatlarına neredeyse orada başlamışlarsa o şirketi iyi yönetebileceklerini düşünemiyorum (istisnalar kaideyi bozmaz kuralı hala geçerlidir). Yönetim sorununu çözemezsek ve statüko’dan vazgeçip yukarıda adı geçen 4 firma’nın (Aselsan, TUSAŞ, Roketsan ve Havelsan) dışında başka firmalar yaratamazsak savunma sanayiimiz güçlü lafı inanın yalan olur.

Murat Bayar’ın demecinin tümünü okumak için (Tıklayınız)

Bültene katılın.