Yayınlanma Tarihi: 20 Mayıs 2010Kategoriler: Haberler

Porsche-Hybrid-1900-Worlds-Fair-Paris Mayıs başında bir toplantıda Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün, elektrikli Arabalar konusunda ise elektrikli otomobilden kimin neyi anladığının henüz tam anlaşılamadığını ifade etmiş: “Elektrikli Arabadan hibrit mi anlıyoruz? Tamamen elektrikle çalışan Araba mı anlıyoruz? Yoksa, doğa dostu, hidrojenli Arabaları mı anlıyoruz? Orası biraz karışık. Şimdi burada önemli olan nokta, bütün dünyada elektrikli Arabaların menzili maksimum 200 kilometre… Elektrikli otomobiller işine çok dikkatle yaklaşmak lazım. Gazetelerde okuyoruz, herkes elektrikli Araba yapacak. ’Şasesini bir yerden alacaksın, motorunu bir yerden alacaksın, birleştireceksin, elektrikli bir Araba olacak’ düşüncesinde. Bu o kadar kolay bir iş değil. Şu anda özellikle batarya, pil, akü teknolojisinde çok ilerlemek gerekiyor. Eğer 200 kilometre menzili olan bir Araba İstanbul trafiğine girerse bir saat trafikte kalma durumu var. Bir saat sonra şarjı bitiyor, şarj edilmesi lazım. Hangimiz bir saati trafikte harcamıyoruz?” Türkiye’de elektrikli Arabalar konusunda bir trend olduğunu belirten Sülün, elektrikli Arabalar konusunun anlatıldığı gibi bugünden yarına hemen gerçekleşebilecek ve müthiş satışların olabileceği bir konu olmadığını, fakat Daimler olarak bu teknolojik gelişmede de muhakkak otomotiv sahnesinde ön planda yer alacaklarını ifade etti.
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=994552&Date=15.06.2009&CategoryID=101

Bu stratejileri 80-90’lı yıllarda IBM benimsemişti. Müşterilerine “bekleyin yeni ürünümüz çıkıyor, diğerleri tü-kaka” derlerdi. Müşteriler de başka yerlere bakmadan kuzu kuzu IBM’in yeni ürün çıkarmasını beklerlerdi. Şimdi de Mercedes gibi otomotiv firmaları Elektrikli Araba konusunda aynı yolu benimseme eğilimindeler. Çünkü liderlik yapıp sonra teknik bir başarısızlık yaşamak istemedikleri için ortaya üfürüyorlar, ortalığı bulandırıyorlar. Sonra da gelişmelere paralel olarak aksiyon alıyorlar. Bu durumda ortaya çıkabilecek küçük Elektrikli Araba üreticilerinin nakit akışlarını bozup iflas ettirecekler, sonra da emin adımlarla yollarına devam edecekler.

Almanyadaki Fraunhofer Institute 19 Nisan 2010 yılında bir basın bülteni yayınlayarak tekerlek üzerine monte edilmiş bir elektrikli motor (hub motor) geliştirdiklerini açıkladı: http://www.fraunhofer.de/en/press/research-news/2010/04/Electric_drive_concepts.jsp Bu bülten de  Porsche firmasının kurucusu Mr. Porsche 1900 (evet tam 110 yıl önce) yılında Paris te yapılan World’s Fair fuarında resimde gördüğünüz Hibrit arabasını tanıttığını da belirttiler. Porsche’nin tanıttığı arabada, hem benzinli motor hem de elektrikli motor vardı. Elektrikli motor ise tekerleklerin üstündeydi. Adına da “Hub Motor” deniyordu. Bu konuda yakın zamanda Michelin firması da çalışıyor. Çünkü Heuliez örneğin MIA Elektrikli Araba’da Michelin ile çalışıyordu.

Birçok pil üreticisi ve teknoloji firması çok önemli çalışmalar yapıyor. Dünyanın en büyük patent sahibi firması IBM, devrim niteliğinde bir pil üzerinde üzerinde çalışıyor. Başarılı olduğu taktirde bügünkü Lithium Ion pillerin 10 katı güç yoğunluğuna sahip piller piyasaya çıkacak. Düşünün 500 km yol yapacak bir arabanın pili sadece 25 kg olacak: http://www-03.ibm.com/press/us/en/pressrelease/27815.wss Ben Zurich’deki IBM Research Center’a gidip bu konuda detaylı bilgi aldım.

Yukarıdaki 2 konuyu niye anlattım? Çünkü birçok firma Elektrikli Araba’yı oluşturan parcacıklar için yatırım yapıyor. Hem bu işten para kazanmak hem de Michelin gibi gelişen pazarda yok olmamak için. Durum böyleyken Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün’ün söylediği “Gazetelerde okuyoruz, herkes elektrikli Araba yapacak. ’Şasesini bir yerden alacaksın, motorunu bir yerden alacaksın, birleştireceksin, elektrikli bir Araba olacak’ düşüncesinde” aslında kendisinin temsil ettiği Mercedes gibi tüm büyük otomotiv üreticilerinin korkusu. Zaten bu firmaların korkusu bacayı sarmış ki, aralarında birleşip Ar-Ge faliyetlerini beraber yapmaya başladılar. Başka türlü küçüklerle mücadele etme şansları yok. Onlar da biliyor ki HİBRİT geyiği bir yere kadar. Hibrit teknolojisi bu büyük abilerin içten yanmalı motor ve transmisyon know-how’ını içerdiği için güçlerini bir nebze göstermelerini sağlıyor. Yoksa Elektrikli Araba’da know-how’ları falan yok.

Düşünün dünyanın en önemli otomotiv dehası olan Mr. Porsche 1900 yılında zaten Hibrit arabayı yapmış. O zamandan beri Elektrikli Araba konusunda kımıldamamış olan otomotiv üreticileri ortalık kızışmaya başlayınca eksper kesildiler. Hele bunu o firmalardan birinde çalışan bir Türk yapınca şahsen şaşkınlığımı gizleyemiyorum. Buna “Başkasının arabası ile tünele girmek” denir. Halbuki blogumda daha önce yayınladığım haberde belirttiğim gibi: https://www.alphanmanas.com/?p=534 Peugeot Pazarlama Direktörü Vincent Ricoux, Murat Günak ve Alphan Manas’ın geliştirdiği Türk malı elektrikli otomobil projesinin çok ciddi olduğunu belirterek, “Elektrikli otoda rekabet aynı seviyede. Türk malı elektrikli otomobiller diğer markalardan önce pazara sunulursa ciddi rekabet ortamı yaratacaktır” demişti.

Korkunun ecele faydası yok. Büyük otomotiv üreticileri gidip bütün pil, motor vs üreticilerini satın alacak hali olmadığına göre değişen rekabet koşullarına uyum sağlamayı öğrenecekler. Walkman’in iPod’a; Poloraid ve Kodak Film’in Digital Fotoğraf Makinesine; Barnes & Nobel’un da Amazon’a yenildiği gibi “Her Büyük Otomotiv Üreticisi Birgün Ölümü Tadacaktır

Bültene katılın.