Artık kısa blog yazıları yazmaya karar verdim. Okuması kolay olsun.
Bu ara dış dünyaya takmış durumdayım. Bu konuda filmlerin iyi yol gösterici olduğunu söylemekte yarar var.
ET filminin yayın tarihi 1982’ydi. Dünyalı olmayan bir yaratık ve dünyalılarla olan duygusal ilişkisi filmin ana temasıydı. ET yürüyordu ve anlaşıldığı kadarıyla bir de sinir sistemi vardı.
Temmuz sonunda gösterime çıkacak olan Earth to Echo filminin posterine baktığımızda ET filminin posterine benziyor ama, karşıdaki robotik ve uçan bir yaratık.
Bu konu film piyasaya çıkıp seyrettiğinizde sizin de ilginizi çekecek. Anlayacaksınız ki değişen aslında biziz, uzaylılar değil.
Yukarıdaki resimdeki gibi Area 51‘da otopsisi yapılan “Uzaylı” geyiklerine de artık lütfen inanmayalım.
Son sözüm “Uçan daireler” için. Bugüne kadar kafamızda canlandırdığımız veya gördüğümüzü zannettiğimiz uçan daire resimleri yukarıda. Uzay Yolu‘ndaki Atılgan gemisinin yakıtı olan “Anti Madde” burada da karşımıza çıkıyor. Bir de üstüne üstlük uçuşa detek olmak için “Yerçekimi Amplifikasyonu” yöntemi kullanılıyor. Bütün bunlar Robert Lazar denen bir arkadaşın başının altından çıkıyor.
Bizi uzaydan seyredenler varsa inanın gülmekten geberiyorlardır “Bu salaklar nelere inanmış ve nelerle vakit kaybediyorlar?” diye.