Yayınlanma Tarihi: 22 Ağustos 2011Kategoriler: Haberler

2011-08-11-01_Alphan

Boeing ve İnovasyon Motivasyonu” yazımı 17 Temmuz’da sizlerle paylaşmıştım: https://www.alphanmanas.com/?p=1783 Yazım hem Habertürk Gazetesi’nde Gülin Yıldırımkaya’nın köşesinde (haber için tıklayınız), hem de Platin Dergisi’nin Ağustos sayısında (haber için tıklayınız) yayınlandı. Çok sayıda e-mail aldım ve haberin devamını yazmaya karar verdim.

ABD İçişleri Bakanlığı’ndan Steven Koltai ile beraberdim. Warner Bros’da strateji ve iş geliştirmeden sorumlu kıdemli başkan yardımcılığı dahil olmak üzere inanılmaz başarılı bir iş yaşamı olan Koltai’nin biyografisini: http://www.state.gov/e/eeb/rls/bio/129132.htm de bulabilirsiniz. Şu anda bakanlıktaki görevi “Girişimcilik’ten sorumlu kıdemli danışman” olan Koltai’ye 2 tane soru sordum. Bunlardan ilki “İnovasyon motivasyon sağlıyor mu?”; diğeri de “Size göre girişimci kimdir?” İlk sorumda benimle hem fikir olduğunu gördüm. İkinci soruma ise çok net yanıt verdi: “Girişimci inovasyona dayalı iş yapan kişidir.”

girişimci” denildiği ülkemizde bu ayrımın artık yapılması gerektiğini düşünüyorum. İşin kötü tarafı devletin girişimci teşviklerine baktığınızda, girişimciliğin kendi işini kurmak olarak anlaşıldığını görüyoruz. Yani iş bulamayıp, mecburen kendi işini kurana da ülkemizde “girişimci” deniyor.

İnoşimci” demiş (yazı için tıklayınız). Bu lafı çok tuttum. En azından kendimi bu kategoride tutmak istiyorum. Artık İş İnsanı ile Girişimci ayrımını anlamamız gerekiyor. Her neyse en azından şimdilik sizlerle bu konuyu paylaşıp bir farkındalık ve algı yaratmak istedim.

tek engelin sendika olduğu” yorumları yapılmaya devam ediyor. Sendikalar her ülkede ve her sektörde olması gereken kuruluşlardır. Bunu kabul etmemek vicdansızlık olur. Ama elde edilen güç ülke ekonomisine zarar getirebilecek bir tehdide dönüşünce durum değişiyor. Şu anda Boeing’in başı fena halde sendika ile dertte. Boeing 1995 yılından beri çok önemli 3 grev ile karşılaştı. 2008 yılında olan grev ile şirket, 8 hafta üretime ara verdi ve bu durum şirkete 2 milyar USD’ye mal oldu. Bunun üzerine şirket, 2009 yılında sendikaların daha az agresif olduğu Güney Caroline eyaletinde Boeing-787 üretmek üzere bir tesis kurmaya karar verdi. Yaklaşık 1 milyar USD yatırım yaptı ve çalışan sayısını da 2,000’e çıkardı. NLRB (Ulusal İşçi İlişkileri Kurulu) grevlerde arabuluculuk konularına bakıyor. Bu kurulun tüm üyeleri ABD başkanı tarafından seçiliyor (Türkiye’de bazı kurul üyelerinin başbakan tarafından seçilmesine tepki gösteriliyor ama biraz objektif gözlükle baksak, ABD’de durumun farklı olmadığını göreceğiz). Obama yönetimi doğal olarak bu kurula Demokrat partilileri yerleştiriyor. Parti daha çok çalışandan yana olduğu için grevlerde kilitlenme yaşanabiliyor. Obama yönetimi ile beraber partilerin davranış biçimi de çok net olarak ortaya çıkmış oldu. ABD seçimlerinde parasal destekler hem yasak değil, hem de parti kayıtlarında paylaşılıyor. Durum böyle olunca gelecek seçimlerde büyük şirketlerin Cumhuriyetçi partiyi parasal olarak destekleyeceği aşikar. Böylece bir sonraki seçimi Cumhuriyetçilerin kazanması neredeyse kesin gibi gözüküyor. Bu yaşananlar, kapitalizm’in sorgulanmaya başladığı günümüzde belki de önemli bir doğrulama olacakmış gibi gözüküyor.

Bültene katılın.