Geçen haftaki “Microsoft Tag Barkod” yazımı (https://www.alphanmanas.com/?p=325) yazdıktan sonra aklıma gene 90’lı yılların başındaki ilaçlar için yapılan barkod çalışması geldi. O zaman sağlık bakanı sayın Halil Şıvgın’dı ve İlaç ve Eczacılık İşleri genel müdürü de Kemalettin Akalın. Bu 2 isim çok güzel bir amaca hizmet için ilaçlarda barkod uygulamasını kabul ettiler. İlaçların farmesötik kodları oluşturuldu ve tüm üreticilere şirket kodları verilerek ilaçlara barkod basılmaya başlandı. Ben o dönemde kendimi tümüyle bu işe adadığım ve bunun çıkmasında danışmanlık yaptığım için doğal olarak da ilaç üreticilerinin %90’ı Exim’in müşterisi oldular. Aradan yıllar geçti ve barkod kullanımı sayesinde eczanelerin işleri inanılmaz kolaylaştı. Ama gelin görün ki hastaneler bir türlü kullanıma geçemediler. Sayıştay Genel Kurulunun 10.3.2005 tarih ve 5117/1 sayılı kararı ile Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan, “Sağlık Bakanlığına Bağlı Hastanelerde İlaç, Tıbbi Sarf Malzemesi ve Tıbbi Cihaz Yönetimi” hakkında Performans Denetimi Raporuna baktığınızda barkod kullanımının ne kadar sınırlı olduğunu görürüz: http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/icerik/der56m8.pdf
Bu uygulama ile ilaçlarda sahteciliğin önüne geçileceği ümidi olmakla beraber bunun olmayacağını o yıllarda dilimizin döndüğü kadar anlatmıştık. Bunun gerçekleşebilmesi için her ilaç için bir seri numarası basılması ve ayrıca da bu seri numaralarının çok yakından takibi gerekiyordu. Bu uygulama ilaç üreticilerinin önemli bir yatırım yapmalarını gerektirecekti. Görünen o ki Sağlık Bakanlığı bu konuda da düğmeye bastı. İlaç takibinin yapılmasını sağlayacak bu projeye, Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan 02.02.2008 tarihli ve 26775 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan `Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik` kararları ile başlandı. Yönetmeliğe göre, 01.01.2009 tarihinden itibaren ürünler üzerine Datamatrix kodu basılmasına karar verildi. Bu konudaki detaylı bilgi: http://www.karekod.biz/karekod-barkod-nedir/ sitesinde mevcut.
İlk uygulamada da Türkiye dünyada ilk birkaç ülkeden biri olurken bu uygulama ile de aynı öncülükte olacak gibi gözüküyor. Bu proje ile 300 ithalatçı ve üretici, 25 bin eczane, 550 ecza deposu, 500 hastane eczanesi birbirine entegre edilecek. Oluşturulan veriler, Sağlık Bakanlığı`ndaki bir merkezde toplanacak.
Türkiyede sağlık bütçesi 27.5 milyar TL. Bunun 12.5 milyar TL’si ilaç; yani oran %42. Bu oran OECD’de %15-20 civarında. Yeni proje ile sahte ilaç sorunu çözülecek ama ilaç tüketimi azalmayacak.
Ama bundan 20 yıl önce hayata geçen eski proje ile eğer gerekli yatırım yapılmış olsaydı sağlık bütçesinden %42 alan ilaç belki de OECD’ye yakın bir noktaya çekilecekti. OECD oranının yakalanması çok zor: Çünkü ilacın bütçeden aldığı payın oranının yüksek olmasının bir diğer nedeni ise sağlık bütçesinin düşük olması ve ilaç için olmazsa olmaz bir harcamanın kaçınılmaz olması. Diyelim ki %25’e çekilseydi, o halde her yıl en az 6 milyar TL tasarruf sağlanırdı. Tasarrufun sağlanması için tabii ki düşünce tarzlarının, bakış açılarının da değişmesi gerekiyor. Ama ne olursa olsun sadece 1 yıllık ilaç tasarrufu maliyeti ile böyle bir sistem inanın 10 yıl önce bile kurulurdu. En azından 20 yıl önce böyle bir sistemi düşünmüş ve düşlemiş bizler böyle düşünmeye devam edeceğiz.