Yayınlanma Tarihi: 15 Nisan 2009Kategoriler: İş Yaşamımdan Kesitler

Sizlere ilk M&A girişimimi (İngiliz ATL firması) yazının içinde kısaca bahsettim ama ikincisini daha detaylı anlatmak istiyorum. Buradan 2000 yılında BT Haber dergisinde Mayıs ayında çıkan bir röportajımı görebilirsiniz. Bu röportajımda KVK ile kurmuş olduğumuz Sayot (Sayaç Otomasyon’un kısaltılmış hali) firmasının bir İngiliz firma ile evlilik yapacağını duyurmuştuk. Firmanın adı Roxpur Holdings’di. İngiliz AIM’e kote olan bu şirket Sayot ile ortaklığa giderek elektrik özelleştirmelerinin başlayacağı Türkiye pazarında önemli bir yer edinecekti. Görüşmelere başlamadan önce Yönetim Kurulu adına KVK’yı temsilen sevgili dostum Muzaffer Akpınar ile ön görüşmemi yapıp kendisi ile İngiltere’de Roxpur Holdings ile yapacağım pazarlıkta kabul edeceğimiz fiyat konusunda mutabakata vardık. Sayot o zamana kadar bir kâr elde etmediği için olmayan kâr ile bir multiple oluşturmak (Şirket değeri/defter değeri) suretiyle değerleme yapmak imkansızdı. Kendisi 5 Milyon USD gibi bir değerin makul olacağını belirtti ve ben Londra’daki toplantıya bu hedef ile katıldım. Toplantıda Roxpur’un başkanı ve 2 yönetim kurulu üyesi ile detaylı görüşme yaptık. Onların ne yapmak istediklerini net olarak anladım. Amaçları çok önemli haberler yaratarak şirket değerini arttırmaktı. Bizimle olan ortaklığı ise ortağımız Çukurova’nın Doğan Grubu ile %50-50 ortaklıkla kurduğu ve İstanbul Rumeli yakası elektrik dağıtım lisansını almış İsedaş’ın işini Sayot’un alacağı varsayımı ile “Türkiye Elektrik Dağıtımı Sektörüne Muhteşem Giriş” olarak adlandırmışlardı. Bu durumu AIM’de duyuracaklar ve şirket hisseleri değer kazanacaktı. Bizi bir kaldıraç olarak kullanacaklarını, böylece 5 Milyon USD şirket değeri üzerinden (onların %33 ortak olacağı şekilde) bize ödeyecekleri 1.65 Milyon USD’yi borsaya duyurdukları 10 dakika içinde geri alacaklarını anladım. Daha önce de İngiliz ATL firması (1998 yılında 3 mühendisten oluşan ATL o yıllarda da İngiltere’de sadece 1 tane kablosuz alarm sistemi kurmuştu. Benim geliştirttiğim “Uzaktan Sayaç Okuma” teknolojisi sayesinde bir anda dünyada 2-3 tane pilot çalışma yapıp bizden %51 ATL hissesi için 1 Milyon Pound talep etmişler, ortağımız KVK kabul etmemişti. Daha bir yıl bile dolmadan şirketi 50 Milyon Pound’dan değerleyip AIM’de borsaya kote olmuşlardı. Ben de kafamı duvarlara vurmuştum) ile M&A çalışmamızdan da hüsran ile ayrıldığımız için şirket değerini bir anda 5 Milyon USD’den  40 Milyon USD’ye çıkardım. Pazarlıklar sürdü ve fiyat 35 Milyon USD’ye düştü. El sıkıştık ve ben Türkiye’ye döndüm. Roxpur Holdings üst düzey yönetimi Türkiye’ye gelip Mehmet Emin Karamehmet ve Murat Vargı ile tanışmak ve MOU’yu Türkiye’de imzalamak istediler.

Roxpur Holdings başkanı ve 3 yönetim kurulu üyesi 25 Nisan 2000’de Türkiye’ye geldiler. Ertesi gün tüm mesaimizi harcayarak MOU üzerinde çalışıp, bitirdik ve imzaladık. Bir sonraki gün ise Çukurova Holding’in uçağı ile onlara Efes turu attırdıktan sonra akşam Turkcell’in merkezinde buluştuk. Mehmet Emin Karamehmet ve Murat Vargı onlar için bir yemek organize ettiler. Bu günün hatırası için bir de fotoğraf çektirdik.

Yaklaşık 15 ay önce kurulmuş olan ve henüz kâr elde etmemiş Sayot’u 35 Milyon USD toplam şirket değeri üzerinden, %40’ını 14 Milyon USD’ye Roxpur Holdings’e satmak üzere MOU imzalamıştık. Çok güzel bir anlaşmaydı. Ama olan oldu. Due-diligence başlamadan önce diğer hissedarların istediği olağanüstü genel kurul sonucu halka açık şirket bir anda özel şirkete dönüştü ve tüm yönetim değişti. İngilizce de “Public-to-Private Transaction” adı verilen bu uygulamaya ilk defa rastlamıştık.

Daha sonra İsedaş’ın lisansı iptal edildi. Elektrik özelleştirmelerine devlet tarafından ara verildi. Ama ben olayı takıntı haline getirdiğim için yılmadım. Önce elektrik sayacı da üretmek için Teknoloji Holding’de Metre Grup’u satın aldık. Daha sonra da elektrik dağıtım şirketlerine toplam hizmet vermek için Teknosis şirketini satın aldık. Teknosis ile Exim olarak zaten 1995 yılından beri Kayseri ve Civarı Elektrik Dağıtım A.Ş. de çalışıyorduk. Exim el bilgisayarları ve üzerindeki yazılımı vermişti. Böylece sayaç okuma işlemi el bilgisayarlarıyla yapılıyor, merkezi sisteme aktarılıyor, daha sonra da faturalama gerçekleşiyordu. T-Tronics adına dönüşen Metre Grup’un da Teknoloji Holding’e katılmasıyla sayaç üretebilecek ve sayacı da Sayot’un aracılığıyla uzaktan okuyabilecektik. Teknoloji Holding bu durumda elektrik dağıtım şirketlerinin “One-stop-shop” dedikleri her gereksinimlerini bir şirket’ten sağlayacağı hale gelmişlerdi. Vizyon olarak baktığınızda Amerika veya Avrupa ölçeğinde muhteşemdi. Zaten benzerleri bugün Milyar USD’lik şirketler oldu. Bizde ne mi oldu? 1998 yılında başlayan ve inatla ha bugün, ha yarın olacak dediğimiz elektrik özelleştirmeleri ancak 10 yıl sonra 2008 de başladı. Sayot’un Türkiye de tanıttığı “Uzaktan Sayaç Okuma” teknolojisi ile Türkiye ancak 11 yıl sonra bu yıl kullanıma başladı: http://www.vodafone.com.tr/VodafoneHakkinda/basin_odasi_bultenler.php?id=113

Sayot maceramız bittikten sonra T-Tronics ve Teknosis ile yolumuza devam ettik. T-Tronics sayaç tasarladı. Tasarladığı sayaçlardan 500,000 tane üretildi. Teknosis ise “Abone Yönetim Sistemi” konusunda Türkiye’de Elektrik, Su ve Doğal Gaz dağıtım şirketlerinde çok güzel bir yer edindi. Türkiye’deki pazar payı dünyadaki tüm rakiplerinin Türkiye pazar paylarının toplamından daha fazla oldu. Ama gene özelleştirme olmadı. Çaba her zaman iş hayatının kaçınılmaz gereğidir ama Türkiye gibi bir ülkenin şartları insanı gerçekten kaderci yapmıyor değil. Ben kaderci değilim ama gereksiz çabanın da artık karşısındayım. 2008 yılı başında Teknosis’deki diğer ortağımız ve Brightwell yönetim ekibi ile beraberce bir karar vererek şirketin aynı zamanda “Elektronik Ücret Toplama” (İstanbul’daki Akbil projesi vb) konusunda da çalışma yapmasına karar verdik. Eskiden gelen birikmiş bir know-how yanında sahip olduğumuz yazılım zaten bu alana çok hızlı girmemizi sağlayacaktı. Gerçekten de öyle oldu. Sonuç olarak bu çalışmamızı Amerikalı Verifone şirketi de fark etti. Ortaklık görüşmelerimiz başladı. Yaklaşık 6 ay sonra Nisan 2009’da Verifone, Teknosis’in %100’ünü satın aldı: http://www.teknosis.gen.tr/ Bu kadar tecrübe biriktirmiş, alın teri ile yıkanmış bir firmanın kendi alanında dev olan Verifone (http://www.verifone.com/) tarafından satın alınıp uluslararası pazara açılması beni inanılmaz mutlu etti ve geçmişi unutturdu.

Türkiye’de şirket satın alma & birleşme konusunda tecrübe sahibi birçok firma var. Bunlar aracılık hizmeti veriyorlar. Biz zamanla ülkemizde iş yapmanın püf noktalarını, sektörel bazda tecrübe ederek öğrendik. Aracı firmaların (Kurumsal finansman, Şirket satın alma & birleşme danışmanları vs) deneyimleri ile değil daha zor bir yol olan kendi şirketlerimizi satmaya çalışarak veya başka şirketleri satın alarak öğrendiğimiz için çok daha farklı bir bakış açısı edinebildik.. Yerel pazar tecrübesinin önemini yaşarak öğrendik. Artık öyle ki bir şirkete veya projeye baktığımızda fikrimiz çok hızlı olarak oluşuyor. Ne demişler: Young people know the rules, the old people know the exceptions (gençler kuralları, yaşlılar ise istisnaları bilirler)

Bültene katılın.