Yayınlanma Tarihi: 12 Haziran 2010Kategoriler: Dış Siyaset

filistin
İsrail’in Mavi Marmara gemisine müdahale ettiği gün ben Blog’uma başka bir haber koymuştum. Genelde siyasi konularda görüş bildirmemekle birlikte bu konu önemli olduğu için fikrimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Filistin bayrak satışları patladı. Hepimiz Filstinliyiz. Ama izninizle ben sizlerden biraz daha Filistinli sayılırım. Babamın teyzeleri Mısır ve Ürdün kökenli. Bir tanesinin eşi Mounzir Dajani, emekli olduğunda Filisitin’in Mısır Büyükelçisiydi. Daha önce Cezayirde görevliyken onları ziyaret ederdim. Oradaki Büyükelçiliğimiz de bana diplomatik geçiş konusunda yardımcı olurdu (Bu konuda hatıra olarak sakladığım evrak için Tıklayınız). Kuzen Mouna ile yıllarca Filistin üzerinde konuştuk. Filistin Kurutuluş Örgütü (PLO) ile başlayan hikaye, silahlı mücadele, silahların bırakılması ve barış sürecini çok iyi biliyorum. Yasser Arafat ile omuz omuza mücadele eden Mounzir amca’dan o günleri çok dinledim. Dajani ailesi http://www.dajani.net/1.html Orta Doğu’nun en tanınmış ailelerinden biridir.

1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman Kudüse geldiğinde Davut Peygamberin Türbesini Dajani ailesine korumaları için bırakmıştır. Aynı bölge İsa’nın son yemeğini yediği yeri de içine aldığı için Hristiyanlar için de önemli bir bölgedir. 1459-1561 yılları arasında yaşamış olan Sheikh Ahmad al-Dajani aynı zamanda bir Sufi’ydi ve Kudus’te saygı duyulan dini bir liderdi.

Babamın diğer teyzesinin eşi Temimi ailesi (Temim Oğulları)’ndendir. Temim oğulları Peygamberimiz gibi Hz. İsmail soyundan gelmektedirler. Özellikle Ürdün ve Filistin’de çok köklü yerleşimleri vardır.

Şimdi sizlere neden sizlerden biraz daha Filistinli olduğumu anlattıktan sonra Mavi Marmara saldırısına gelelim:

1. İsrail, hazır içinde Türkler olan gemi yakalamışken Türkiye’ye geçmişten biriken dersi vermeye kalkmış, cinayet işlemiştir ve suçludur. Dünyanın gözünde zor duruma düşmüştür.

2. İsrail’in müdahalesi bilinmesine rağmen içinde insan bulunan yardım gemileri gönderilerek büyük bir risk alınmıştır. Saldırı sonrası bazı TV kanalları sokaktaki halka “Şimdi olsa bu gemilerin tekrar gitmesini istermiydiniz?” diye sordular. Ben “Evet gitsin” diyen duymadım. En azından sağduyu sahibi insanlar olarak zaten başka bir cevap verilmemeli. Peki o zaman, yani olacakları bilerek böyle bir girişimde bulunmayacaksak, niye daha önce bulunduk. Bu durum belki de İsrail’in ablukasını uzun dönemde yumuşatmasını sağlayacaktır. Gazze bölgesine ablukayı azaltmak için niye sadece Türkiye 9 şehit vererek bunu yapmıştır? Bunu sağlayarak ne elde etmiştir, bunun hesabının iyi yapılması gerekmektedir.

3. İsrail halkı hükümetlerinin yaptığını desteklememekle beraber, halkın %78’i Türkiye’yi düşman olarak görmektedir.

4. Türkiye, Orta Doğu’da kendi isteği ile Banka Asya Ligi’nden Turkcell Super Ligine çıkmıştır. Ama bunun için:

 a. Yeterli kondisyonu yoktur. Çünkü nükleer gücü yoktur. Enerji’de kendi kendine yetebilen bir ülke değildir. Savunma sanayii dışa bağımlı olarak hayatına devam etmektedir. Bu ülkede savunma sanayii’nin devleri Aselsan, TUSAŞ, Roketsan ve Havelsan gibi firmalar ne yazık ki inanılmaz hantal hale gelmişlerdir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) bunu gördüğü için, bu firmalara ivme kazandırmak için zorunlu şekilde kendi alanlarında yetenekleri olan alt yüklenici firmalar oluşturmaya itmiştir. Ama oluşturulan alt yüklenicilere para kazandırmamayı bir strateji olarak benimseyen bu firmalar alt yüklenicileri ne öldürmekteler, ne de büyümelerine izin vermekteler. Brightwell yatırımlarından olan ve sonra MBO yöntemi ile çıkış gerçekleştirdiğimiz Pavo yönetim kurulu başkanı sıfatı ile yukarıda adı geçen firmalardan birinin genel müdürü ile yaptığımız bir toplantıda bana “Alphan bey, biz sizin çok büyümenizi ve bize rakip olmanızı istemeyiz” demişti. Yani benim iş anayasam ile tümüyle ters olan bir beklenti vardı benden ve o gün Pavo benim için bitti.

 b. Takım içinde huzuru yoktur. Terör tekrar eski hızına geri dönerek devam etmektedir. Ordu ile hükümetin arası pek iyi değildir.

 c. Oyuncu kadrosu yeterli değildir ve yeni oyuncular ile eski oyuncular arasında takım uyumu sağlanamamıştır. Şu andaki dış siyasetteki oyun planı sayın Bakan Ahmet Davutoğlu’nun kafasındadır. Sayın Başbakan ve kendi küçük ekibi ile bunu sürdürürken Dışişleri ile çok koordineli çalışılmadığı görülmektedir.

d. Rakip takımlar çok güçlüdür ve birbirlerine şike yapmaktadırlar. Türkiye ile uyumlu gözüken ülkeler kendi çıkarları ile hareket etmekteler, zaman zaman da Türkiyeyi yanlız bırakmaktadırlar.

Türkiye’nin ekseni kayıyor denmesine rağmen bence doğru eksendedir. Çünkü tüm dünya bu eksene doğru hareket etmektedir. Ama Türkiye kendi rolünü iyi belirlemek zorundadır. Taşları yerinden oynatmak benim de çok benimsediğim bir stratejidir. Çünkü güçlü Türkiye bu değişen dünyada terör örgütlerini başına bela eden ülkelerle miş gibi yaparak geçinmek zorunda değildir.

Ama Turkcell Süper Ligi farklı bir ligdir. Yanlış stratejilerle Türkiye tekrar Bank Asya ligine düşebilir. Bu düşüş sonrası bir daha üst lige çıkması çok zor olur. Gene sizlerden daha fazla Filistinli olarak şunu eklemek istiyorum. Filistin sorunu öyle bizim televizyonlarda seyrettiğimiz “ben Filistini iyi bilirim” diyen acar gazeteci ve politikacıların söylemlerindeki kadar kolay çözülebilecek bir sorun değildir. Çünkü gene çevre ve yakın ülkelerde miş gibi yapan ama bu sorunun devam etmesi işine gelen onca ülke varken Türkiye’nin üstlenmeyi düşündüğü rolde bir daha “Mavi Marmara” hatası yapmaması gerekmektedir.

Bültene katılın.

Okumaya Devam