1987 yılında Türkiye’ye Colonial Corporation’ın ülke müdürü olarak dönmüştüm. Amerika’da, Tennessee eyaletinin Woodbury kasabasındaki (http://en.wikipedia.org/wiki/Woodbury,_Tennessee) Levi’s fabrikasında bir süre çalıştıktan sonra şirketin New York merkez ofisinde çalışıp Türkiye’ye gönderildim. Akşamları ayıların indiği bir bölgedeki motelde kalıyordum. Camlarında demir parmaklıklar vardı. Akşam 21:00 gibi bütün kasaba uyurdu. Belki abartı olacak ama kasabanın neredeyse yarısı bizim fabrikada çalışırdı. Şirketimiz o zaman Vicks Corporation’un bir iştirakiydi ve ana firma 1986 yılında Fortune 500 listesinde orta sıralardaydı. Hem Colonial’ın hem de Vicks’in şirket jetleri vardı. Bu firmalar sonra yok olup gittiler. Ne acıdır ki Google’da Colonial veya Vicks yazdığınızda benim CV’im falan çıkıyor. O yıllarda internet olmadığı için bilgileri internete aktarılamadı. İş jeti sahibi diğer Amerikan şirketleri gibi fütursuzca harcamanın kurbanı olup şirketler mezarlığına gömüldüler. Türkiye’de Colonial Corporation adına büyük alımlar yaptık. Sears adına İzmir’den 1.5 milyon gömlek aldım. Sanırım o zaman İzmir’deki tüm üreticiler bana çalışmış olabilir. Colonial Corporation küçülme planları içinde Türkiye ofisini kapamaya karar verdi. Beni de kabul etmeyeceğimi bildikleri için Dominik Cumhuriyeti’ne göndermeyi teklif ettiler. Ben kabul etmedim, şirketten istifa edip Bodrum’a gittim. Eski ortağım beni o ara aramış buluşalım diye. Buluştuk, konuştuk. Daha sonra da Dilson Oteli’nde babam ve onunla biraya geldik. Babam bize “bak Emin sen çok iyi bir tüccarsın, Alphan da teknoloji konusunda çok araştırmacıdır. Bir araya gelirseniz çok güzel bir ikili olursunuz” dedi. İşte o gün Exim’in temelleri atılmış oldu. Exim ilk hali ile Export-Import’un ilk heceleri ile kuruldu. Aslında ilk hedef “her türlü ticaret” ti. Ama ben teknoloji konusunda daha yoğun bilgiye sahibi olduğum için bir anda yön değiştirerek barkod ve bilgi toplama teknolojilerine yöneldik.
Birkaç ay önce Exim ile geçmişteki bağımı bilenler bana Exim’in faaliyetlerini durduğunu söylemişlerdi. Forbes’un Haziran 2009 sayısında da bu konu ile ilgili haber çıkınca çok ama çok üzüldüm. Ortağımla ayrılmanın yaşandığı 2006 yılında (2005 sonuçlarıyla) Exim Deloitte’un Fast 50 programı ile, Türkiye’nin son beş yılda en hızlı büyüyen 39. teknoloji şirketi olmuştu. Hatta, Fast 500 EMEA (Güney-doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) programında yüzlerce uluslararası firmayı geride bırakarak, sıralamaya katılan 500 şirket içerisinde 185. olmuştu: http://fast50.deloitte.com.tr/comments-exim.aspx. 2005 yılı sonu itibariyle genel müdür Neda Seçkin’di ve şirket çift haneli Milyon Euro ciro gerçekleştirmişti.
Forbes’un 74. sayfasında yer alan “Küçük Büyüğü Yer mi?” başlıklı haberi yapan arkadaşımız Özer Turan detaylı bir araştırma yapmadan bu haberi yapmış. Keşke daha çok şirket ile konuşma fırsatı olsaydı. İki-üç kişiden oluşan iki şirket ile yaptığı görüşme sonucu çıkan haber de bu kadar sınırlı olmuş. Ben ona biraz yardımcı olayım: Haberde adı geçen veya geçmeyen gene bir masa bir kasa şirketler Exim’de daha önce çalışıp, onun know-how’ını, yazılımlarının önemli bölümlerini ve müşterilerini alıp çıkmışlar, sonra aldıkları müşterilere daha ucuza hizmet vermişlerdi. Müşteriler de daha sonra bu durum başlarına bela olacağını bile bile tamah edip bu hizmetleri almışlardır. Aynı durum yıllar önce Porcan’ın başına gelmiş ve şirket’ten ayrılanlar Porcan’ın yazılımını resmen çalıp bize, Exim’e gelmişlerdi. Porcan’ın ana ortağı sevgili dostum Şevki Can’a hemen haber verip bu durumu düzelttirmiştik. Bilişim sektöründe ne yazık ki etik kurallar çok fazla çalışmıyor. Logo gibi kurumsal hale gelmiş ve adı konmuş bir yazılımınız olmadığı sürece şirket içinde biriken know-how çalınıp gidiyor. Bunu engellemek de mümkün olmuyor. Forbes’daki haberde Exim’den ayrılmış arkadaşımız pişkin bir şekilde “büyük firmaların Ar-Ge yatırımına yeteri kadar önem vermedikleri için zamanla hantallaştıklarını söylemiş”: Peki kendisi küçük firma olarak nasıl bir Ar-Ge yapmış? Ar-Ge’sini Exim’in olanaklarını kullanarak ve Exim’de yapıp gitmediğini bize söyleyebilir mi? Piyasada Exim’in battığı haberlerini yaymak da ne kadar etiktir? Ben Exim’in ortağı olduğum yıllarda aynı haberler Porcan için de çıktığında hep sessiz kalmayı tercih ederdim. Çünkü böyle bir haber üzerine satış politikası oluşturmak etik değildir. Ayrıca Exim’in sahibi olan eski ortağımın şirketinin iflas etmesi olasılığı da yoktur. Piyasadaki rakiplerinin çoğunu satın alacak güce sahiptir ve sadece isterse faaliyetini durdurma yolunu seçer. (Not: Eski ortağımla 30 Mart 2010 tarihinde yediğim yemekte Exim’in faliyetlerini durdurmadığını, Teknoser adlı diğer şirketinin yönetiminde daha küçük bir kadro ile projelerine devam ettiğini duyunca mutlu oldum)
Exim benim ilk göz ağrımdı. Tırnaklarınızla büyüttüğünüz ve inanılmaz emeğinizin olduğu bir firmanın yok olması beni çok üzerdi. O kadar çok ilki Exim ile yaşadık ki bugün burada hepsini anlatmam gerçekten çok zor. Sanırım bölerek anlatmak daha iyi olacak.