Yayınlanma Tarihi: 19 Kasım 2011Kategoriler: Haberler

Bu aralar, özellikler, bozukluklar ve hastalıklar’a ağırlık vermiş durumdayım. Dün akşam da TV8’de Okan Bayülgen’in “Medya Kralı” programına zorla konuk olduktan sonra bu sabah yaşadığım yüksek tansiyon sonrası gene aynı çemberde hareket edeyim dedim. Geçenlerde DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu) konusunda TV programı ve blog yazısı sonrasında benimle bana gönderilen e-mail’i aşağıda şahsi bilgileri çıkarıp sizinle paylaşıyorum:

Birkaç gün önce CNN Turk’e rastgele zapping yapana kadar ne bir hiperaktivite bozuklugum oldugundan ne de sizden haberdardım.. O akşam kanallar arası dolasırken tesadüfen sizin konusmanızda tek bir kelimeye takıldım  (tahmin edersiniz ki şu an ne olduğunu hatırlayamıyorum :) ) ve beni programı dinlemeye teşvik etti ve siz anlattıkça ben sanki iç sesimi dinlermiş gibi hissettim! Rahatlıkla söyleyebilirim bu hayatımda en şaşırdığım anlardan biriydi..Tüm ‘ama neden böyleyim’ ve hatta eşimin ‘neden boyle davranıyorsun’ sorularının cevabına o gece sizin ve Fusun Hanımın sayesinde bir cevap bulduk şaşkınlıkla.. Belki farkında değilsiniz ne yaptıgınızın ama gercekten size minnettarım! İyi ki o programa çıkmış ve anlatmışsınız.. Çünkü siz olmasaydınız ben asla o programı dinlemez ve hiperaktif oldugumu anlayamazdım..

Yarın Marmara Üniversitesine psikiyatri bölümüne gidecegim ama bundan önce de psikiyatriste gitmiştim …… olarak çalışıyordum …… ve fazla çalışmaktan dil körlüğü oluştu. MR’ım cekildi detaylı muayene oldum hem nurolojide hem de psikiyatride.. Her iki doktorda cok parlak bir zekam olduğunu ve hayatımın üzerinde kontrolümün tam olduğunu söyleyip sadece fazla çalışıyorsun diyerek dil körlüğü icin tedavi ettiler. Küçük bir kızken de anormal durumlar yine olmuş annem doktora goturmus ama doktor sadece cok zeki kızınız ondandır deyip geçiştirmiş. Bu yüzden gerçekten iyi bir doktora ihtiyacım var ve eger deneyimli biri olarak beni bu konuda dogru bir isme yonlendirme sansınız olursa cok mutlu olurum.

Eğer bu maili okuduysanız değerli zamanınızı ayırdığınız için şimdiden çok teşekkür ederim.

Sevgiler,

İş yaşamında belli noktalara gelmiş insanlar dahi kendilerinde olan sorunların farkında olamıyorlar. Farkındalık yaratabilmek o sorunları yaşayanlar, yani bizler için çok önemli.

Dün akşam da Okan Bayülgen’e zorla konuk olduk. Zorla diyorum, çünkü formatı ile uyuşmayan bir girişim yapıldı ve benim bu konudaki itirazlarım programa çıkmadan son 1 dakikaya kadar sürmesine rağmen. Sevgili Gülden Yılmaz’ı yanlız bırakmamak için çıktım; başımıza gelecekleri satırı satırına (programdan kovulma saatini dakika bazında bile tahmin ederek) önceden söyleyerek. Neymiş efendim, “Girişimcilik” olgusunu yayabilecek kadar yaymalıymışız.  TOBB Genç Girişimciler Üst Kurulu üyeliği ile bağlantılı ülkemizi “Girişimci” yapmak için uğraşıyoruz: http://www.tobb.org.tr/TOBBGencGirisimcilerKurulu/ Millet ayaklarını uzatmış keyif yaparken ve hatta mışıl mışıl uyurken biz programa çıkıyoruz. Ama bence bu kadarı fazla oldu. Okan Bayülgen’e asla sözüm yok. Programa çıkmadan Pro İletişim’deki arkadaşlara 1 dakika önce de tekrar israr ettim “Program’da göbek dansları, taklitler, muhabbetler formata uygun dolu dizgin giderken, bizim oraya girip çomak sokmamız uygun değil. Okan Bayülgen’in kimyasını bozacağız. Bize saracak” dedim. Neyse olan oldu.

Eve geldim. Uyku tutmadı ve TV seyrederken uyuya kalmışım. Sabah uyandığımda beynimi hissetmiyordum. Tansiyonum 16-12’ydi. Bende Uyku Apnesi var: http://tr.wikipedia.org/wiki/Uyku_Apnesi Genelde yaşlı ve şişmanlarda görülen bu durum, boynumun fizyolojik yapısından dolayı doğuştan vardı ve ben bunu da 2 yıl önce farketmiştim. Uyku Apnesi’nin derecesi Mallampati Skoru ile belirleniyor: http://en.wikipedia.org/wiki/Mallampati_score (Skora göre ağızın karşıdan görünüşleri için tıklayınız) Skor 1-4 arası ve en kötüsü 4. Benim küçük dilim ve dilim tüm genzimi kapatıyor; Yani skorum 4. Saatte 5-30 arası uyku duruşları sınırlar içinde. Benimki ise 40. En uzun nefes alma duruşum 1:27 dakika. Yani uykuda ölüm tehlikem mevcut. Bu yüzden yazının resminde bulunan CPAP cihazını uyurken kullanmam gerekiyor. Uyku apnesine sahip ve cihaz kullanmayan kişilerin yaşayabileceği sonuçlar aşağıda. İşin ilginç yani çocukluk yaşlarda yaşadığım yoğun hiperaktivitenin de nedeni belki de buydu. Ama yüksek tansiyonun nedeni kesin bu. Bunu farkedemeyen doktorlarımız beni hiper-tansiyon tedavisine de sokmuşlardı:

  • Yüksek tansiyon: Uyku apnesi yüksek tansiyon için tek başına bağımsız bir risk faktörüdür.
  • Gürültülü horlama: Üst solunum yolunun genellikle dil arkasındaki alanda daralması sonucu, daralma ile orantılı olarak horlama artar. Her horlayan kişide uyku apnesi yoktur fakat horlama düzensiz, zaman zaman da solunum güçlüğü ile birlikte olmaktaysa kişide apne olma ihtimali vardır ve uzman görüşü mutlaka alınmalıdır.
  • Kalp büyümesi ve kalp atımında düzensizlikler: Özellikle ileri yaşlarda kalp ritmindeki düzensizlikler ani kalp durmalarına da yol açarak, uykuda ani ölümlere sebep olmaktadır.
  • Sık idrara çıkma
  • Uykuda aşırı terleme
  • Uykusuzluk ve huzursuz uyku
  • Sabahları yorgun kalkma, gün içinde yorgunluk hali ve uyuklama: Hastalarda yorgunluk bütün gün devam etmekte, hastaların çoğu zaman fırsat buldukça uyumakta ya da uyuklamaktadır. İleri seviyede uyku apnesi olan hastaların trafikte kırmızı ışıkta kısa süreli uyukladıkları rapor edilmiştir.
  • Aşırı ve hızlı kilo alma: Uyku apnesine bağlı olarak geceboyu tam dinlenemeyen kişilerin gün içinde metabolizmaları oldukça yavaşlar. Bu da hastaların daha az enerji harcamalarına ve kilo almalarına sebep olur. Uyku apnesi olan hastalar kilo vermekte çok zorlanırlar.
  • Konsantrasyon güçlüğü: Gündüz uykulu olma durumunun ve konsantrasyon eksikliğinin trafik ve iş kazalarına da yol açtığı yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.
  • Depresyon ve davranış bozuklukları
  • Cinsel isteksizlik, yetersizlik
  • Sabah baş ağrısı ve ağız kuruluğu
  • Mide yanması
  • Çocuklarda hiperaktivite
  • İnsülin direnci: Uyku apnesi olan hastalar diyabet geliştirmeye daha yatkındırlar.
  • Felç ve kalp krizi oranları bu hastalarda daha yüksektir. Uzun dönemde bu hastalık, kalp krizi, beyin ve damar tıkanıkları sonucu felçler gibi ciddi problemlere yol açmakdadır.
  • Pulmoner yüksek tansiyon: Bu hastalarda akciğer damarlarında da yüksek basınç olabilir.

Bu konuyu da sizlerle paylaşarak şu mesajı vermek istiyorum. Uyku apnesi uykuda ölümlere yol açıyor. Yakın bir arkadaşımın eniştesi uykuda bu yüzden öldü. Uyku apnesi önce yoğun horlama ile farkedilen ve acil önlem alınması gereken bir durumdur. Bu konuda da sizleri bilinçlendirmek istedim.

Bültene katılın.