Yayınlanma Tarihi: 12 Eylül 2010Kategoriler: Haberler

Bundan tam 1 yıl önce Türkiyedeki Üstün Yeteneklilerin/Zekalıların keşfi konusunda bir sosyal sorumluluk projesi yapmaya karar verdim ve Fütüristler Derneğinin kuruluşunu yaparken izlediğim yolu takip edip önce dünyanın en büyük organizasyonu olan Mensa’nın Türkiye başkanı oldum. Bu Türkiye’de kurulacak önemli bir alt yapı için destek oluşturdu. Aslına bakarsanız böyle bir gereksinim yoktu. Takiben bana destek olan diğer arkadaşlarımla beraber Mensa Üstün Yeteneklileri Destekleme Derneğini kurduk. Bugün 150 civarında üyesi var. Amaçlarımızdan biri üye sayısını arttırmak ve üyeler arasında bir köprü kurarak ortak ilgi alanlarında birbirleriyle iletişimde olmalarını sağlamak. Derneğin diğer amaçları web sayfasında (http://www.mensa.org.tr/Amacimiz.asp) ve tüzükte mevcut.

Google da bir arama yapalım beraberce isterseniz. Örneğin Üstün Zeka, Mensa, Alphan Manas anahtar kelimelerini kullanalım. Sadece Üstün Zeka kullanıldığında, karşımıza üstün zeka nedir? gibi tamamen teoriğe yönelik sayfalar çıkıyor. Benim adım ile beraber kullandığınızda ise (gerçi Hürriyet gazetesinin; İzmir de 3. bir stad yapılmasın diye Futbol federasyonu başkanı Mahmut Özgener’in fikrine karşı çıktım diye benim için Çağdaş İzmir’de Bir Üstün Zeka başlıklı haberi dikkate almazsak) çıkan haberlerin içeriğine bir bakın. Daha da önemlisi gazete ve dergiler bu konuda haber bile yapmaya başladılar. Örneğin dosya haberlerini müthiş beğendiğim TurkishTime Eylül 2010 sayısında Zekice Bir Hesaplama başlığıyla bir haber yapmış (Haber için Tıklayınız). Devletin pek umursamadığını söylemiş. Bu hem doğru, hem de eksik. Devlet aslında umursuyor ama çok iyi bir hareket planı sergileyemiyor. Anlamak mümkün değil. Hepimiz çocuğumuzun üstün zekalı olduğunu düşünürüz. Çünkü onları kendi çocukluğumuzla karşılaştırırız. Bu yanlıştır, çünkü bizlere yağan bilgi ile onlara yağan bilgi çok farklıydı. Dolayısı ile onların bilgi dağarcıkları bizim onlarla aynı yaşta olduğu dönemden fazla. Bu çocuklarımızın üstün zekalı olduğunu göstermez. Ama buna inanmayan onbinlerce veli çocukları için bir arayış içinde. Gerçekten üstün zekalı çocuğu olan veliler ne yapacağını bilemiyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı açmış olduğu Bilsem’ler ve üstün ve özel yeteneklilerin eğitimi ile ilgili organizasyonunu web sitesinde göstermiş. Yapılanlar bunlarla sınırlı:http://orgm.meb.gov.tr/OzelEgitim/ustunveyaozelyetenkeliler.htm

Dediğim gibi gündemin yaratılmasına önemli bir katkım oldu. Algı oluştu, tartışmalar da beraberinde geldi. Eee konu çocuk olunca ortada büyük bir pazar da var demektir. Gene TurkihTime’in Eylül 2010 sayısında pazarın 200 milyon USD’ye ulaştığı tahmin ediliyor. Pazar büyüyor, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kontrolü ise çok az.

Bunun yanında gündemi yaratan, algıyı arttıran ve sosyal sorumluluk adına birşeyler yapmak isteyen benim gibi sorumluluk sahibi insanlar için kapılar yüzümüze kapatılıyor. Kapatıldığı söylenmiyor ama cevap da verilmiyor. Şahsıma yapılan saygısızlığı burada açıklamak istememekle beraber ben gerçekten ilk defa bir konuda motivasyonumu kaybetmiş bulunmaktayım. Sizlerle derneğimizin Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile yazışmamızı paylaşmak istiyorum. (Yazı için Tıklayınız). Bakın bu yazımıza hala cevap verilmedi.

Şimdi ben soruyorum: Ne yapmalıyım? Devlet’ten hiç ricacı olmadım bugüne kadar. Araya da kimseyi sokmadım. Ayrıca yapmaya çalıştığım bir sosyal sorumluluk projesi. İhale veya proje değil. Şimdi konuyu sayın Bakan Nimet Çubukçu’ya mı taşımam gerekiyor bilemiyorum.

Bütün bunlar olurken Mensa International, ben Mensa International yönetim kurulu üyesi olmamama rağmen, beni yönetim kurulu (board of directors) üyesi sıfatı ile Yeni Zellanda’daki toplantıya davet ediyor. Çünkü benim bilgi birikimim ve tecrübelerimden yararlanmak istiyorlar (http://ibd2010.mensa.org.nz/). Ben bu bilgiyi özellikle veriyorum. Çünkü bazı çevrelerin korkuları var.

İnsanlardaki 500 çeşit korkuyu (http://www.phobialist.com) web sayfasında bulabilirsiniz. Bazı Türkçe siteler bunları Türkçeye çevirmiş ve yerelleştirmiş: http://www.so.gen.tr/fobiler/5433-fobi-cesitler-sizin-fobiniz-hangisi-bu-korkularin-hangisini-yada-hagilerini-ta.html Korku sayısının onbinlerle ifade edildiğini söyleyerek üstün çocukları olan Türklerin korkusunu burada anlatmak istiyorum. Türkler üstün zekalı çocuklarının kendilerinden uzaklaştırılarak yabancı ülkelere götürüleceğini ve bunun da beyin göçüne yol açacağını söylüyorlar. Bu korkuya ben ad bulamadım. Daha önce de söyledim. Çin aynen böyle yaptı. Ama şimdi yurt dışında okuyup çalışan Çinlilerin hepsi ülkelerine geri dönüyorlar. Çünkü bir ülkeyi yaşanılır kılan ülkenin dinamikleri. Sosyal ve ekonomik olarak o ülkeyi yaşanılır kılamazsanız, olanak yaratan ülkeyi terk eder. Bunu engellemek için bu ülkedeki üstün zekalıları ortaya çıkarmayacaksak, bu fobi değil, cehalet olur.

Bültene katılın.