Yayınlanma Tarihi: 30 Kasım 2009Kategoriler: Basında Çıkan Haberler

2009-11-25-01_AlphanManas-Murat-Gunak
12 Kasım 2009’da Hürriyet Gazetesi’nde Peugeot Pazarlama Direktörü Vincent Ricoux’un bir demeci (haberin tamamını okumak için tıklayınız.) vardı. Demecin önemli bölümlerini aşağıda bulabilirisiniz:

Peugeot Pazarlama Direktörü Vincent Ricoux, Murat Günak ve Alphan Manas’ın geliştirdiği Türk malı elektrikli otomobil projesinin çok ciddi olduğunu belirterek, “Elektrikli otoda rekabet aynı seviyede. Türk malı elektrikli otomobiller diğer markalardan önce pazara sunulursa ciddi rekabet ortamı yaratacaktır” dedi.

FRANSIZ otomobil üreticisi Peugeot’nun Pazarlama Direktörü Vincent Ricoux, dünyaca ünlü tasarımcı Murat Günak ve ünlü fütürist Alphan Manas’ın ortaklığında geliştirilecek ‘Türk malı’ elektrikli otomobil projesi konusunda yapılan yatırım kararının çok ciddi olduğuna dikkat çekti. Ricoux, “Otomotivde yeni bir marka yaratmak gerçekten büyük yatırım gerektiriyor. Ama elektrikli otomobilde rekabet henüz oluşmadığı için Türk malı elektrikli otomobil projesinin diğer markalardan önce pazara sunulması çok önemli. Bu gerçekleşirse Türk malı araçlar ciddi rekabet ortamı yaratacaktır” dedi.

Ciddiye alınmak insana gurur verir. Biz Türklerin en büyük korkusudur ciddiye alınmamak. Bir de kendimize olmayan güvenimizle birleştiğinde başarımızın önüne 2 tane önemli engel çıkar. Hem Murat Günak hem de ben komplo teorilerine inanmayan ve şahsi güveni büyük bireyleriz. Bilgi birikimimiz yüksek olduğu için fikir birikimimiz de o kadar fazladır. Trendleri deli gibi araştırmak, senaryo üzerine senaryo üretmek hayatımızın değişmez parçasıdır.

Türkiye’nin, kendi elektrikli arabası önündeki en büyük engeli yine kendisidir. Çünkü çekincesini tüm dürüstlüğüyle ortaya koyan Peugeot’tan korkmamızı gerektirecek bir durum yok. Çünkü o sözünü yüzümüze söylüyor. Ama yüzümüze söylemeyecek olan o kadar firma ve kişi var ki. Bunlar LOBİ adı altında bazı engeller koymaya çalışacaklardır. Örneğin bu projenin yegane başarısı ÖTV muafiyeti ve KDV indirimidir. Bu gerçekleşmezse bizim projemiz tarihe gömülür. Ayrıca şarj istasyonlarına takılacak sayaçlarda özel fiyatlama da gerekecek. Sonuç olarak bu projeyi Türkiye’nin isteyip istemediği çok yakında anlaşılacak. Bir örnek vererek konuyu derinleştirmek istiyorum. Mecliste beklemekte olan Yenilenebilir Enerji Kanununu bakan Ali Babacan beklemeye aldırdı. Bütçede güneş enerjisi ve diğer yenilenebilir enerjilerle ilgili alım ve fiyat garantisi için bir düzenleme yapılması gerekiyordu ve aslında bunun için ayrılabilecek ne bir bütçe, ne de bir rakam vardı. Günün sonunda Kyoto protokolüne imza koyan Türkiye’nin kendisi ile çelişmemesi açısından bu kanunu geçirmesi gerekiyor. Gördüğünüz gibi, Kyoto protokolüne imza atmasına rağmen, devlet mantıklı olanı yapmakta zorlanıyor, gecikiyor.

Türkiye’nin Elektrikli Arabası’na gelince, satış adedi arttıkça devletin vergi (ÖTV, KDV, Motorlu Taşıt Vergisi) geliri azalacak. Bu durumda hesaba katılması gerekecek gelir kalemi ise azalacak petrol ithalatı olacak. Ama diğer önemli bir konu ise bu arabaları şarj etmek için üretilecek elektriğin fiyatı ve kaynağı olacak. Eğer biz elektrikli arabaları doğalgaz’dan ürettiğimiz elektrik ile şarj ediyorsak bunda bir mantık aramak gerçekten zor. Ben hükümet olsam bunu asla desteklemem. Peki neyi desteklerim? Örneğin jeotermal ile enerjiyi üretilirse, bunu desteklerim.

Murat Günak ile son dönemde dünyada neler oluyor diye etrafı kolaçan ediyoruz. Ben bir yandan dünyayı dolaşırken Murat da Avrupa’da gerekli ziyaret ve toplantıları gerçekleştiriyor. Son durağımız Paris’ti. Orada ikimizin de çok sevdiği Fiat 500 önünde fotoğraf çektirdik. Bu altın kaplamalı koleksiyon arabasını çok sade ve kullanımı inanılmaz kolay diye seviyoruz. İşte Türkiye’nin Elektrikli Arabası için de bunu düşünmek lazım.

Bültene katılın.