Yayınlanma Tarihi: 13 Haziran 2011Kategoriler: Haberler, Hi-Tech

Google’da her istediğimi bulamadığım 2000’li yılların başında dergilerde okuduğum önemli haberleri kesip saklardım. Bugün sizinle Business Week dergisinde 22 Mayıs 2000 tarihinde yayınlanan “Wireless in Cyberspace” raporundan alıntılar yaparak birşeyler paylaşacağım (http://www.businessweek.com/2000/00_21/b3682028.htm). Raporun hemen başında da görüleceği gibi, IBM ile Nokia’nın 1 milyar USD’lik bir yatırımla “Sanal Kablosuz İletişim Şehri” kuracakları haberi yer alıyordu. Öyle ki, Helsinki Wireless Virtual Village (HWVV) olarak tanıtılan bu şehirde 2005 yılı itibariyle ilk 1 km çapta yer alan 1,000 firma ve 5,000 kişi mobil internet’ten yararlanacaktı. Sonra bu proje planlandığı gibi gerçekleşmedi.

Bu gelişmeden önce, Nokia 1999 yılında Kablosuz Internet’in geldiğini çok iyi bilerek IBM ile zaten işbirliği yapmıştı. Infoworld’un 1 Kasım 1999 tarihli sayısında “Wireless Race” adı ile çıkan bu haber aslında Nokia’nın bu pazara çok sıkı asılacağını gösteriyordu: http://books.google.com.tr/books?id=804EAAAAMBAJ

1999 yılından alıntı bazı önemli istatistikler sanırım pazarın ve gelişimin durumunu net açıklıyor:

1. ABD‘de mobil telefon penetrasyonu %25 iken, Nokia’nın üretildiği Finlandiya’nın da yer aldığı İskandinav ülkelerinde %60’dı.

2. ABD’de mobil telefonların %40’ı analog’du. Yani eyaletler arasında roaming yoktu. Bir başka eyalete gittiğinizde yeni telefon kiralamanız gerekiyordu.

3. İskandinav ülkesi İsveç’in en önemli firması Ericsson 5 yıl sonra toplam mobil telefon abonesinin 1.1 milyar’a, bunun da 400 milyon’unun mobil internet’e sahip olacağını söylemişti.

Dünyada mobil internet kullanıcı sayısı 2004 yılında ne yazık ki 400 milyon’a ulaşmadı. 400 milyon sınırı ancak 2009 yılında geçildi. Bu gecikme Nokia ve Ericsson’un moralini bozdu ve pazara olan güvenleri azalarak mobil internet’i destekleyecek ürün çıkarma iştahlarını da ortadan kaldırdı.

Halbuki Infoworld’da her 2 firmanın yer alan prototipleri ne kadar da heyecan vericiydi (Nokia ve Ericssoun’un 1999 yılındaki mobil internet prototiplerini yazının resminde görebilirsiniz). Ama 2004 yılına geldiğimizde Nokia 4 yıl önce tanıttığı prototip’i ürün haline getirmemişti ki, BBC’nin web sitesi bu ürünün prototip fotoğrafını kullanmıştı: http://news.bbc.co.uk/2/hi/in_depth/business/2001/3g/default.stm

Peki Nokia niye mobil internet pazarını kaçırdı? Bu konuda birçok yorum var. Bilişim sektörüne yıllarımı verdiğim için bazı gelişmelerin de yakın takipçisi oldum. Örneğin Symbian işletim sisteminin çıktığı yıllarda yapılan yorumları hatırlıyorum. Sanırım Nokia’nın 3 sorunu vardı: İlki “erken öten horoz olmak”, ikincisi Symbian işletim sistemi, üçüncü ve belki de en önemli sorunu işler bu kadar büyürken şirketin merkezini ABD’ye taşımak yerine Finlandiya’da bırakmasıydı. Böylece vizyon konusunda kısır kalmaya mahkum olmuştu. Zaten bunun böyle olduğunu Nokia CEO’su Stephen Elop’un 11 Şubat’ta yaptığı açıklamalardan belliydi. 2010 yılında Ar-Ge’ye Apple’ın harcadığının 2 katını (4 milyar USD) harcayıp, bunun %70’ini de Symbian için kullandıktan sonra, Microsoft ile anlaşma yaparak, Windows 7’yi (ve sonra çıkacak platformlarını) bundan sonra işletim sistemi olarak kullanacağını açıklaması ile bugüne kadar yapılan hataların listesini de ortaya dökmüş oldu. Microsoft tarafından gönderilmiş Truva Atı olmakla suçlanan CEO Elop’un konuşmasından beri Nokia hisseleri %50 değer kaybederken, 2007 yılında Apple’ın iPhone’u çıkarmasından beri de %75 değer kaybetti.

Nokia’nın acınası durumunu bir kenara bırakıp kurtarıcısı Microsoft’un Windows 7 işletim sistemi hakkındaki yorumlarımı da paylaşıp, kimin kimi kurtaracağı fikrini sizlere bırakayım. Ben yıllardır Microsoft Windows Mobile işletim sistemi kullanıcısıyım. Her türlü sıkıntısına (bug) karşın asla vazgeçmedim. O yüzden birçok eleştiriye de maruz kalmadım değil. Son 5 yıldır da HTC telefon kullanıcısıyım. Günün sonunda mobil telefonumu gerçekten bir bilgisayar gibi kullanıyordum. 2011 yılı itibariyle bakış açım tümüyle değişti. Neler mi oldu? Mobil telefondan beklentilerin çok yükseldiğini ve tek bir cihazın her iş için kullanılamayacağını hisseden Apple, iPad’i kullanıma sunmuştu. Önce iPad kullanıcısı oldum. Sonra heyecanla Windows 7 Mobile’ı beklemeye başladım. Bu yüzden HTC’mi de değiştirmem 1 yılımı aldı. Neyse Windows 7 Mobile yüklü HTC’mi kullanmaya başlayınca hayal kırıklığım tavana vurdu. Öncelikle “Tasks” fonksiyonu yoktu. Yani Windows’un temel ürünü, Microsoft tarafından mobil versiyona konmamış, 6 ay sonra dışarıdan bir firmanın ürünü olarak mağazaya eklenmişti. Eski versiyonlarda kullandığım birçok fonksiyon ortadan kalkmıştı. Örneğin “Kişiler” de kişi ve şirkete göre sıralama, şirket’e göre arama ile, kişiler içine alınan notlara göre arama da ortalıkta yoktu. Yani Microsoft en çok eleştiri aldığı “yüksek bellek harcıyor” konusunu belki halletti ama zaten yeni çıkan telefonlarda da bellek sorunu ortadan kalkmış oldu. Yani müthiş yanlış bir zamanlama yaptı.. Dünya ve Türkiye’de birçok şirket personeline mobil telefon numarası veriyor. Hatta bu numaralar kişilerin iş kartlarında da basılmaya başlandı. Sonuçta yöneticilerin 2 tane mobil numarası mevcut. Ama Microsoft Windows 7’de tek bir mobil numara girişi var (diğerlerinin de durumu farklı değil). Sonuçta sms göndereceğiniz kişinin sadece tek bir numarasına gönderim yapabiliyorsunuz. Diğer numarasına sms atmanız için önemli bir şaklabanlık süreci geçirmeniz gerekiyor. Bir de benim gibi, kişinin 2. mobil numarasını “Car Phone” diye kaydettiyseniz yandınız. Çünkü yeni işletim istemi bu numarayı telefonun ekranına bile getirmiyor. En komik tecrübemi sizinle paylaşarak konuyu noktalayayım. Bundan yaklaşık 1 ay önce Kınbrıs’a gittim. Orada telefonumu açtığımda KKTCELL operatörüne (Kuzey Kıbrıs Turkcell) girdim ve onu kullandım. Sonra Türkiye’ye döndüm. Her gün telefonumu akşamları kapatıp, her sabah açtığımda sevgili Microsoft bana Kıbrıs nostaljisi yaşatmaya devam ediyor. Çünkü telefonumda operatör olarak hala KKTCELL gözüküyor. Yani “bug kültürü” Microsoft’ta aslında devam ediyor.

Sonuç olarak, Microsoft, geçmişte çok bug’lı da olsa bir karizması olan işletim sistemi modelinden çıkıp bir Apple kopyası haline gelmiş. Ama kötü bir kopyası. İşte bu işletim sistemi Nokia’ya ilaç olacak.

Finlandiya Gayrı Safi Milli Hasılası (GSMH)’na katkısı %37.3 olan ve bugün geldiği durumla satın alınacak şirket konumuna düşen Nokia’yı günün sonunda Microsoft kurtaramazsa, Finlandiya hükümeti mi kurtaracak, merak ediyorum.

Bültene katılın.