Yayınlanma Tarihi: 5 Şubat 2014Kategoriler: Haberler

Tusiad-Aksam

Akşam Gazetesinde geçenlerde çıkan kısa röportaj ve dün A Haber’de yaptığım röportaja konu hep TÜSİAD olmasına rağmen, bir “Fütürist” olarak konu tüm Dernekler’in geleceğiydi. Ama kısıtlı yer ve zaman olunca farklı anlamlar oluşmuş olabilir. Zaten o yüzdendir ki Facebook’daki 3 arkadaşımdan aşağıdaki yorumlar geldi:

1) Kemalettin Bulamaci: ABi bu guzel laf.. Ama Y kuşağına ve Z Kuşağına hizmet edecek bir dernek de çıkmadı henüz
Dün, 00:25
2) Rauf Ates: Katılmıyorum. Dernek:ler her zaman olacak. Tusiad da güçlenerek devam edecek. Güç kaybedenler dönem dernekleri olur
Dün, 01:36
3) Fatoş Karahasan: Rauf gibi, ben de katılmıyorum Alphan Bey. Yeni nesil kendi NGO’larını kuruyor zaten. Bildiğiniz gibi, sanayicilerin, sektörlerin platformları dünyanın her yerinde büyük sermayenin sesini duyurur. En büyük vergiyi veren, en büyük riski alan iş adamla…Daha Fazlasını Gör
23 saat önce

Ben konuyu TÜSİAD özelinde incelemek yerine “Derneklerin Geleceği” özelinde incelemek istedim ve bugün de kısaca öyle inceleyip sizlerle paylaşacağım. Örnekleme yapacağım ülke de ilk olarak ABD olacak.

ABD’de 1 Ocak 2014 tarihinde, Baby Boomer‘lar 68 yaşına bastılar. Bu günden itibaren de her gün 10.000 ‘den fazla Baby Boomers 65 yaşına basacak ve bu durum 2030’a kadar böyle devam edecek. Emekli olanlar çok daha uzun yaşam beklentilerinde tecrübelerini “Dernekler” ve benzeri organizasyonlarda kullanmak ve zamanlarını ABD’deki 23.000 dernek ve 1.300 uluslararası örgüt’de değerlendirmek istiyorlar.

Baby Boomer (ve X Kuşaklarının bir bölümü) dışındaki yeni kuşaklar, dünyada bir fark yaratmak için duyulmak istiyorlar. Son derecede hızlı bir tempoda hareket ediyor, verim ve beceriye dayalı olmayan, hiyerarşi ve kıdeme dayalı eski nesiller ile savaşıyorlar. Sosyal medya araçlarını aktif olarak kullanıyorlarlar. Mesai saati sonrasında da mobil olarak çalışmaya devam ediyorlar.
ABD’de her türlü etnik grup ile yakından çalışıyorlar. Askerlikle ilgilenmiyor, daha az dindar ve çok eğitimliler. Ama ABD’deki dernekler bile bu kuşak çatışmasına hazır değiller. Hiyerarşi, yönetişim ve derneklerin omurgasını oluşturan mevcut ideolojiler ile rekabet etmeye niyetli değiller. Çünkü rekabet’de çok çabuk sıkılıyorlar. Basılı dökümanı sevmiyorlar, “Toplantı notlarını Dropbox’a koyarmısınız?” dediklerinde “o nedir?” diye bir soru ile karşılaşmak istemiyorlar.

Türkiye örneğinde yeni kuşaklar (Y Kuşağı ve sonrası) farklı bir girişimcilik tarzı sergiliyor. Genelleme yapmadan kategorize etmek gerekirse; koruma kalkanı ile rekabet olmayan bir ortamda büyümüş, devlet üzerinde gücü olmauş eski burjuva’nın zorluklarla geçen ilginç hikayeleri yeni nesile ilginç gelmiyor. Bu yüzden kuşak çatışmaları kaçınılmaz hale geliyor ve uyumlu çalışmak imkansız oluyor.

Emekli Baby Boomer‘lar pozisyonlarını “Danışman” olarak belirlemek yerine, emekli General’ler Aselsan, Roketsan gibi şirketlerin yönetim kurullarına giriyorla ve haklı olarak orada etkili olmak istiyorlar.

TMMOB ve benzeri kuruluşlarda yönetim kadrosu ile üyeler arasındaki yaş uçurumu ise inanılmaz. Yeni nesil’in bu tür organizasyonlarda yönetici olarak görev alması neredeyse imkansız.

Derneklerin amacı kamuoyu ve rapor oluşturmak, üyeleri birbirleriyle tanıştırıp iş yapmalarını ve sosyalleşmelerini sağlamaktır. Bu yapıyı ayakta tutmak amacıyla aidat toplamak için dilenme noktasına gelen, rapor hazırlayan, toplantı organize eden çalışanlar istihdam etmek, ayrıca çeşitli zamanlarda hükümet ziyareti yapan yöneticilere yön veren profosyonel genel sekretere sahip olmak, gelecekte bir anlam ifade etmeyecektir. İşinsanları anlamsız aidatlar verip rapor alacakları, kanun/yönetmeliklere katkıda bulunacakları, sorunlarını anlatacakları ve tanışacakları ortamları dışarıdan sağlanan servislerden ve sosyal medya’dan alacaklardır. Bunu Baby Boomer kuşakları ile başarmak mümkün değilken, yeni kuşaklar zaten eski sistemin dışına çıkacaktır. Ayrıca TÜSİAD gibi birden farklı sektörün sözcüsü derneklerin, bugün de var olan ama gelecekte daha da artacak daha dikey ve sanal ortama kayması kaçınılmazdır. Yani konu TÜSİAD’ın değil MÜSİAD’ın da konusudur.

İşte bu kadar detaylı anlattığım konunun başlığını dar alana sırdığımızda “TÜSİAD, birkaç ailenin ayakta tuttuğu dernek” olması normaldir.

Bültene katılın.