Bursaspor’un 21 Aralık’ta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı ve Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Dünyaya Heyecan Veren Stat olarak lanse edilen tesisin açılıştan sadece 50 gün sonra oynanan birkaç maç sonrası çimleri haşat oldu. Dün oynanan Bursa – Fenerbahçe maçının 2. yarısının başlangıcını 15 dakika geciktirdiği gibi seyredenlere futbol azabı çektirildi. Konu sosyal medyaya yansıdı. Ben de bu konuda bir Tweet attım. Birçok yorum geldi ama biri korkutucuydu. Çünkü yağmur yağınca tribünlerin ilk sıralarını su basıyormuş. Bu durumda stadın dünyadan ziyade seyirciye farklı bir (ıslanma) heyecanı verdiği kesin.
Yaşam Boyu İnovasyon mottosunu benimsemiş bir kişi olaraklu olarak Futbol Sahaları Çimleri‘ni mercek altına aldım. Bu konuda müthiş bir çözüm geliyor yakında. Bu çözümün arkasından iki 17 yaşında Girişimci ve onları destekleyen bir Melek Yatırımcı (ben değilim) çıkacak.
Açılış Yapmak ülkemizde çok önemli bir kültür’dür. Medya’da:
- 214 Tesis Açılışı,
- 175 Dev Tesis Açılışı,
- 114 Tesis Açılışı,
- 113 Dev Eser Açılışı,
- 112 Dev Tesis Açılışı gibi başlıkları görmek kaçınılmaz.
Hedefler bu kadar yüksek tutulup, yapılan tesis sayısı açılacak tesis sayısından az olunca doğal olarak Amasya’da Katı Atık Tesisinde olduğu gibi 7 yılda o tesisi 5 kez açmak kaçınılmaz oluyor. Beni mükerrer açılışlar şu aşamada ilgilendirmiyor. Bunlar siyasilerin alışılagelmiş iş biçimleri. O yüzden siyasiler ile halkın arasına girilmez. Ama siyasiler de bilmeli ki Y Kuşağı sonu ve Z Kuşağı’nı ikna etmek o kadar kolay değil. Kendi dünyanızda yarattığınız algı yaratma planları onları etkilemiyor (halk tabiriyle yemiyorlar).
Hem algı yaratmaya çalışıyoruz, hem de bir şeyleri biran önce göstermek için acele ediyoruz. Örneğin İzmir’de Mavibahçe adında bir AVM var. Orada 5 fast-food restaurantı açacak bir firmanın yöneticisi arkadaşımla 2015’in başlarında konuşuyorduk. AVM yöneticileri, mağaza/dükkan kiracılarına AVM’nin Ağustos 2015’de açılacağını söylemiş. Ben de yıl sonundan önce gerçekleşemeyeceğini söyledim. Görünen köy de kılavuz istemiyor. Bu abiler önce 29 Ekim Sendromu’na yakalandılar. Elbette açılış yetişmedi. 2 hafta sonra da alelacele açtılar. Ama hem trafiği mahvettiler (gerçi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Tramvay Projesi inşaatı Karşıyakalıların akıl ve sabır sınırlarını zorluyor), hem de inşaat tam bitmediği için kimse zevkle gezip, alışveriş yapamadı. Sonuçta AVM tam anlamıyla Aralık sonunda açıldı.
3. Köprü’nün yukarıdaki resminin bulunduğu haber 21 Ağustos 2015 tarihli ve habere göre köprünün açılış tarihi 29 Ekim 2015 :) Gülünç bir haber ama gülünesi bir haber değil. O köprüden milyonlarca insan taşınacak. Bereket inşaatın sorumluluğu Japon’lara ait. Japon mühendisin kopan halatta sorumluluk duygusuna kapıldığı için intihar ettiğini hatırlıyoruz. O yüzden ben Japonlara güveniyorum. Diğer tarjikomik bir durum ise köprünün bitmesinin tek başına bir anlamı olmadığıdır.
Lodos sayesinde İstanbul’a uçak ile inişlerimizde 3. Köprü ve çevre yolları inşaatını yakından gözlemleme şansına sahip oldum. Fotoğrafları da yukarıda paylaştım (22 Şubat 2016) Ortada bitmiş bir bağlantı yolu yok. Neyin açılışını yapacağız peki? Tabii amaç: “Park & Walk the Bridge” değilse :)
Açılacak şey çok güzel ve yararlı da olsa, tam hazır olmadan açmayalım. Olayı “Tesis Açma Mühendisliği“ne döndürmeyelim. Sonra medya tabiri ile firikik veriyoruz. Ama frikik’i Bursa’nın Timsah stadında verince konumuza cuk oturuyor.