Yayınlanma Tarihi: 16 Haziran 2010Kategoriler: Haberler

kirgizbayragiKüçük Emrah

Bu hafta “Hepimiz Filistin’liyiz” haberime ilginç tepkiler geldi. Ama tepkilerin ağırlıklı bölümü, Önce Yurtta Sulh, Sonra Cihanda Sulh sloganını destekliyordu.

Şimdi sıra Kırgızıstan’da.“İzninizle sizlerden daha fazla Kırgız biri olarak şunları söylemek istiyorum” diye sözlerime başlamak benim için çok kolay. Çünkü soyadım Manas, dünyanın en büyük destanı ve Kırgız. Ailenin Orta Asya ile de bağları var. Babam, Kırgız Manas Üniversitesinde ders verdi. Ailedeki isimlere bakınca zaten konu daha net anlaşılıyor: Alphan, Oğuz, Tarkan, Tolga, Hakan, Kağan vs.

Kırgızistan da iç savaş tehlikesi, Doğu Türkistan’da Çin ile yaşanan sorunlar…. Bu konu çok uzar gider. Türkiye’nin etki alanının istendiğinde nereye kadar olduğunu görebiliyoruz. Ama biz henüz Yurtta Sulh konusunu çözmedik. Dünyadaki en önemli güç artık silahlı güç değil, ekonomik güç. Türkiye ekonomik olarak çok güçlü konuma gelmeden Türkiye ile kan ve gönül bağı olan ülke ve topluluklara istediğimiz desteği veremeyiz. Türkiye Diaspora’nın anlamını Cumhuriyet kurulduktan 86 yıl sonra anladı ki, bunun için Devlet Bakanlığı kuruyor.

Ben “Hepimiz Filistin’liyiz” derken, aslında hicivli bir biçimde “körükörüne destek olmaz” demek istemiştim. Bazı arkadaşlarım, bunun reklam koktuğunu söylediler. Aslında benim hicivli bir yaklaşım sergilediğimi anlamadılarsa, tezlerinde haklılar. Ama bu durum hükümet için de geçerli. Eğer hükümet de bu konuyu çok fazla dillendirmeye başlar ve iç politika malzemesi haline getirirse, bu biraz hedef saptırma, seçime hazırlık olur. Çünkü Türkiye’nin çok önemli sorunları bulunuyor. Bütçe ve dış açık, bankalar ve sıcak para ile fonlanmaya devam ediyor. Güçlü bir ekonomi sinyali veren Türkiye değişime iyi hazırlanmıyor. İşsizlik önemli bir sorun. Ama bunu sadece bugünkü hükümete bağlamak doğru değil. Dünya ortalama %8 işsizliği artık baz puan olarak almalıdır. Yani İşsizliğin Libor’u artık %8’dir. Bununla yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Biz işsizlik sınırımızı ne kadar aşağıya indirebilirsek o kadar başarılı oluruz. Hala teknoloji alanında yenilik yapmaya çabamız yok. Katma değer yaratmadan işsizlik engellenemez.

Bakınız Yunanistan’a. Servis sektörüne dayalı bir ekonomi nasıl çöktü. Ben Yunanistan’ın yerinde olsam kapımı Çin’e sonuna kadar açardım. Zaten Pire limanını Çinlilere kiraladılar. Şimdi Çinlileri getirip fabrikalar da kurdurabilirler. Bu olursa Yunanistan uçar gider. Ama ben onlarda bu hırs ve çalışma azmini göremiyorum. Halbuki Türkler öylemi? Hayır, bizde çalışma azmi daha fazla.

Ama bizde lider seçme sorunu var. Bugüne kadar ülkenin başına gelmiş hemen hemen her liderin arkasından “Yahu kardeşim senin programın nedir? Daha önceki başarı grafiğin nasıldır? Bu söylediklerini nasıl gerçekleştireceksin?” demeden “Kurtar bizi Baba” mantığıyla gitmişiz. Hele lider “mağdur” bir noktadan başlıyorsa ballı börek. Küçük Emrah filmlerini hatırlayın. Hep ezikti, haksızlığa uğrardı filmlerinde. O yüzden kasetleri bir ara en çok satan Küçük Emrah oldu. Niye canım Türkiyem “vizyoner, dünya görüşü güçlü, bu ülkeyi yerinden oynatacak” bir lider aramıyor da, işin kolayına kaçıyor, gerçekten anlamak mükün değil.

Bültene katılın.