Yayınlanma Tarihi: 1 Mart 2010Kategoriler: BusinessWeek Yazıları

Sevgili BusinessWeek okurları, bu yazım ile köşemdeki ikinci yılı ve yirmidördüncü sayımı tamamlamış bulunuyorum. Ben 2 yılda bir dinlenme periyoduna giriyorum. Buna aslında “kendimi yenilemek” diyebiliriz. Yenilenmek için bilgi detoxu yapmak, bilgilerimizin elden geçmesi ve güncellenmesi gerekiyor. İlgi alanlarının yeniden belirlenmesi de bu işin bir parçası. Son yazımı aslında Avatar filmi ve teknolojisine ayırmıştım. Buradan yola çıkıp James Cameron ve onunla beraber bu işe 300 milyon USD yatıran Century Twenty Fox’ın bu yatırdığı parayı 1.5 ay sonra 2.045 milyar USD olarak geri almasından (bu arada beklenen gelir hergün artıyor ve bu sayede News Corp’un hisseleri prim yapıyor) bahsedip işi İzmir’in meşhur stadyumuna getirecektim. Geçen yıl sonuna kadar İzmir’e yeni stadyum yapılması için 300 milyon USD harcamayı göze alanlara, yılın çok büyük bir kısmı atıl kalacak bu stadyum yerine bu parayı James Cameron’a teslim etselerdi, elde edecekleri değeri soracaktım. Ama sosyal ağlar bir anda ön plana çıkıverdi.

Sosyal ağların gerçek mottosu ile ilgili bir dergide ilginç bir yoruma rastladım. Özellikle Facebook gibi ağların aslında eski arkadaşları bulma mottosu ile pazarlandığını ve şu anda hayatlarında hiçbir ortak noktaları bulunmayan eski arkadaşlara yönelmenin eski hayatı özlemden kaynaklandığını söylemişti yorumu yapan. Çok ilginç ve doğru bir tespit. Katılmadığım görüş ise bu bağlamda Facebook gibi ağların özellikle Web 3.0 gibi yeni çağda güç kaybedeceğidir. Facebook özellikle son dönemde çok hızlı büyüdü. Bunda dünya çapında yaşanan ekonomik krizin etkisinin olduğu düşünüyorum. Çünkü insanlar bugünlerinden memnun olmadıklarında geçmişi daha fazla hatırlamaya başlıyorlar. Eski arkadaşlarla gerçekten ortak yönlerimizin azaldığı doğru olabilir. Ama şunu da unutmamak gerekir; bugün insanların “en yakın dostum” dediği kişilerin çoğu okul arkadaşlarıdır.

Gerçek şu ki, insanlar bir arayış içindedir. Bu arayış hem yeniye yönelme hem de kendi gelişimine katkıda bulunacak insanlarla iletişim içinde olma arzusudur. Evliliklerin yok olmasındaki temel unsur, evlilik denilen uzay aracını taşıyan 2 roketin (eşlerin) itme gücünün ilk fırlatmadaki (evlenme) güce sahip olamaması nedeniyle uzay aracının yörüngesinden sapmasıdır. Bu sapma ne yazık ki evliliklerin sonunu getirmektedir. Roketlerin itiş farkı, eşlerin kendilerini geliştirmede yaşadıkları farklılıklar, karşılıklı beklentilerde olan değişiklikler olarak örneklenebilir.

Son dönemde belki hırsızlık ve dolandırıcılığa da hizmet eden Facebook, her arayışa hizmet etmektedir. Örneğin benim konferanslarıma katılan lise ve üniversite öğrencileri beni arkadaş olarak eklemektedirler. Yaklaşık 1,000 kişi ile bu sayede iletişimdeyim. Bu sayı hergün hızla artıyor. Beni arkadaş olarak ekleyenler, bu sayede benimle iletişimlerini sürdürmekte ve gelecek planlarıyla ilgili benden öneri almaktadırlar. Ürün ve servis pazarlamak için Facebook önemli bir mecra haline gelmiştir. Web 3.0 ile beraber yapının değişeceği gerçektir. “Product Placement” denilen, metalanan bir objeye tıklanarak sorgulama ve satın alma gerçekleşecektir. Ama benim fikrim bu konuda Facebook’un hiç de geri kalmayacağıdır. Çünkü gelecekte önemli markaların kişiler olacağı kesindir. Marka haline gelecek kişiler fikir lideri haline gelip birçok konuda tüketicileri yönlendirecektir. “Bay X’nin giydikleri, BayanY’ye sormadan satın alınmayacaklar” listeleri zaten var. Web 3.0 ile, yani Sematik Ağ’ın gelmesi ile beraber “Aracı” kavramı gelişecek. Aracı sizin adınıza metalanmış her bilgiyi araştırıp size bir portföy oluşturacak. “Turizm Aracısı” size en iyi yolculuk planını oluşturacak. Örneğin Bayan Y, Turizm Aracısı olabilir. Bu Aracı’nın sizi çok iyi tanıması ve anlaması gerekiyor. Ama öte yandan da sizin o Aracı’ya güvenmeniz gerekiyor. Bunun için de o Aracı iyi bir marka olmalıdır. Bugün için algılanan CRM’i güçlü olan Amazon gibi şirketlerin bu konuda önemli bir güce sahip olacağıdır. Bu tartışma götürmez. Ama “Aldığınız kitabı alanlar, daha önce bu kitapları okudular” CRM ürünü mesaj Web 3.0’ın alfabesindeki bir harf olarak bile bulunmuyor. Çünkü Aracı bunun çok daha ilerisini bilecek. Kullanıcı bu Aracı’ya güvenerek şahsi bilgilerini onunla paylaşabilecek. O yüzden ben Amazon’un her konuda Aracı’lık hizmeti gerçekleştireceğini düşünmüyorum. Facebook marka olmuş kişilerle Aracı’lık hizmetlerine başlayacaktır. Yani Facebook oluşturduğu ağ ile kişilerin Aracı olarak kategorilenmesine aracılık edecektir. Daha da önemlisi Facebook’da bulununlar yavaş yavaş Blog yapısına dönüşecek bilgileri oluşturmaya ve kimini de paylaşmaya başlamışlardır. Öylesine ki bu kişiler gittikleri seyahatlerle ilgili fikir, resimleri de burada paylaşmaktadırlar. Sonuçta gene Facebook sadece kendi içindeki Aracı’lara erişim hakkı vereceği için, kullanıcı da izin verirse, örneğin Turizm Aracı’ları bu bilgileri rahatlıkla tarayarak öneriler oluşturacaktır.

Facebook o kadar önemli bir büyüklüğe gelmiştir ki bir başka rakibinin artık ona yetişmesi zordur. Çünkü Facebook bir ücret talep etmemektedir. Eğer ücret talep etmiş olsa, o zaman daha düşük ücret talep eden başka ağların oluşması engellenemezdi. Zaten insanlar alıştıkları yerden kazık yemediği ve ucuz (bu durumda bedava) hizmet aldığı sürece ayrılmak istemezler. Facebook kendini geliştirmeye ve yenilemye devam ettiği sürece büyümesi kaçınılmazdır.

Yazıyı pdf formatında okumak için tıklayınız.

07/02/2010 BusinessWeek

Bültene katılın.