Yayınlanma Tarihi: 1 Ekim 2013Kategoriler: Ben Söylemiştim

BluePay_General_01
Bunu çokça yapıyorum ve çokça da eleştiri alıyorum. Haklı olmamın veya gelecek ile ilgili tahminlerimin doğru çıkmasının ne anlamı var ki? Ama yapmaktan oldukça da keyif alıyorum.

Öncelikle son günlerin önemli ürünü “Saat” ten bahsedeceğim. Attığım Tweet’te de belirttiğim gibi gelecekte saat üreticilerinin işi oldukça zor. Hayatta kalmak isteyenler Android, iOS işletim sistemini o janjanlı saatlerine entegre etmek zorundalar. Öncelikle mekanik saatler tarih olacak. Tabii “Ben kullanmaktan vazgeçmem” diyecek en fazla %5’lik bir kitle olacaktır. Onlara hayatta başarılar dilemekten başka çaremiz yok. Zaten onlar “Teknolojiyi Yakalamak” konusunda da oldukça tutucular. Ayrıca “birden fazla saatim olsun” da out olacak. Yaşam basite indirgenmek zorunda. Dış kabı farklı olan ve değiştirilebilen saat modelleri olabilir.

2002-2005 yılları gelecek ile ilgili inanılmaz ürün tasarımı yaptığımız ve bugün bazılarının gerçekleştiği ve konuşulduğu tasarımlardı. Soru şu: “Kardeşim bu kadar herşeye hakimsen niye bunları gerçekleştiremedin?” Güzel bir soruya güzel bir cevap vermek lazım. “Burası Türkiye, buradan çıkış (yani Exit) yok. “ABD’de seri girişimciler özellikle ilk girişimlerinden çıkış yaparak kazandıkları büyük parayı yeni girişimlere yatırırlar. Biz de ise şirket satmak namus yitirmek gibidir. Girişimci etiketi koyduğumuz birçok insanın girişimcilik ile yakından veya uzaktan alakâsı yoktur. Olsa olsa girişken, fırsatçı veya işinsanı‘dır. Biz o yıllarda satacak şirket yaratma çabası ile yanıp tutuşuyorduk. İddaa‘yı değerli hale getirmek ile uğraşırken, inovatif tasarımlarımızın ürüne dönüşmesi zaten imkânsızdı. Hepsi sadece hobi seviyesinde kaldı. Hobi sahibi olanlar hafta sonları örneğin balık avlarken, biz fikir avlıyorduk. Sonuçta uğraştığım teknoloji ve inovatif içeren işlerden değil Türkiye’ye özgü (enerji de dahil) işlerden para kazandım.

O yıllarda çalıştığımız ürünlerden biri de “Blue Pay” adını verdiğimiz saat, ödeme aracı ve telefonu içinde bulunduran bir tasarımdı. Tasarım diyorum ama prototipini de yaptık. Blue Pay adı aslında Bluetooth’dan geliyordu. Yani saat Bluetooth olan her türlü cihaz ile haberleşiyordu. Bluetooth 1994 yılında Ericsson tarafından tanımlanmış, 1998 yılında da diğer üreticilerin katılımıyla ilk standart çalışmalarına başlanmıştı. Durum böyle olunca 2002 yılında saati alıp Ericsson’un İsveç’deki merkezine gittim. Saati gösterdim, fonksiyonlarını anlattım. Bana söylenen “Bunun için daha erken” oldu. Ericsson belki haklıydı ama pazarı da okuyamadıkları için Sony tarafından satın alınıp Mobil Telefon pazarına veda ettiler.
hvs6
Bu ülkede Elon Musk niye çıkmaz?” sorusunun cevabını aslında yukarıda verdim. Tekrar edersem: “ABD’de seri girişimciler özellikle ilk girişimlerinden çıkış yaparak kazandıkları büyük parayı yeni girişimlere yatırırlar.” O yüzden de geçenlerde Elon Musk’ın tanıttığı “Hyperloop” trenin Türkiye’de vizyon olarak dahi tanıtımını yapmak imkansız hale gelir. Çünkü kimse sizi ciddiye dahi almaz. Bizi de almadılar tabii. Hele 10 yıl önce asla. 2003 yılında dedik ki “şehirler arasında yer altında tüpler yapıp insanları mermi gibi yollayalım”. Yukarıdaki tasarımlar da öyle ortaya çıktı. Bu bir maglev türeviydi ama hız 1.000 km/saati geçecekti. Manyetik Levitasyon konusunu çok araştırmıştım ve diğer teknolojiler ile kombine ederek yapabilirdik.

Bu yazıyı yazarken gene nostalji yaşadım. Artık durum değişti. Ben de dünyayı değiştirmek istiyorum. Bu konuda devleti arkama alabilirsem sözümde de duracağımı düşünüyorum.

Bültene katılın.